İzledim: Vahşi Batı

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın yeni sahnelemeye başladığı oyunlardan biri Vahşi Batı. Dün akşam ikinci temsilini Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izleme şansı buldum. Kurumun son zamanlarda izlediğim oyunlarından bir sebeple memnun ayrılmıyorum. Bu memnuniyetsizlik, öncesiyle ve sonrasıyla birlikte oyunlara ayırdığım vakitleri sorgulamaya kadar itti beni. Repertuvar değişene, yeni oyunlarla çeşitlenene kadar kendime yaptığım aylık seyir programlarında çok daha az yer vermeye karar verdim İstanbul Şehir Tiyatroları oyunlarına. Fakat umutsuzca incelediğim mart ayı programında gördüğüm Vahşi Batı, oyuncu kadrosundan dolayı izlemeyi reddedemediğim bir oyun oldu. Vahşi Batı, Amerikan yazar Sam Shepard‘ın bir oyunu. Yıldırım Türker çevirisiyle sahneleniyor. Oyunun yönetmeni Ergun Üğlü. Oyuncu kadrosunda […]

Devamı  


İzledim: Oyunun Oyunu

Yaklaşık okuma süresi: 4 dakika Oyunun Oyunu, İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın merak ettiğim bir oyunuydu. Bir Cuma akşamı haftayı kapatırken Üsküdar Musahipzade Celâl Sahnesi‘nde izleme fırsatı buldum. Pek aşina olduğum bir muhitte olmamasına rağmen Üsküdar Doğancılar’daki Musahipzade Celâl Sahnesi’nin önünden daha önce birkaç kez geçtiğimi anımsıyorum. İlk defa bir oyun izlemek için içerisine girmiş oldum. Sahnenin oldukça geniş bir fuaye alanı var. Salonu da keza aynı şekilde rahat ve bakımlı. Koltuğumu ararken koltuk numaraları biraz şaşırttı beni. Alışılagelmişin aksine koltuk numaraları sağdan başlıyor. Bu vesileyle salonu baştan başa iki kere turlamış oldum. Küçük bir keşif oldu benim için. Farklı semtlerde oyunlar izledikçe izleyici kitlelerinin bariz şekilde ayrıksılıklar […]

Devamı  


İzledim: Karıncalar – Bir Savaş Vardı

Yaklaşık okuma süresi: 4 dakika Boris Vian‘ın Karıncalar ve John Steinbeck‘in Bir Savaş Vardı metinlerinden uyarlanan oyunu geçtiğimiz ay sonunda Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izledim. Gökhan Aktemur‘un uyarlamasını yaptığı, Ergün Üğlü‘nün yönettiği oyunun tek kişilik oyuncu kadrosunu ise Mert Turak oluşturuyor. Oyun, sıcak savaş ortamında görev yapan isimsiz bir askerin tuttuğu günlüklerden yola çıkarak hikayesini izleyiciyle paylaşıyor. Oyunu izlediğim sıralarda Selçuk Baran‘ın Bir Solgun Adam romanını okuyordum. Güzel bir tesadüf olarak o romandaki anlatının da büyük bir bölümü ana karakterin tuttuğu günlükler üzerinden sürüyordu. Bu sayede günlük anlatılarının, özellikle merkezinde tek karakterin olduğu hikayelerde okuyucu veya izleyici olarak üzerimde çok daha fazla etki bıraktığını fark ettim. […]

Devamı