İzledim: Aile Sırları

Yaklaşık okuma süresi: 4 dakika İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Cevahir Sahnesi‘ne en son iki sene evvel gitmiştim. Coriolanus‘u izlemek için. Ondan bir önceki gidişim de yine benzer bir aralıkla olmuştu. İstanbul Devlet Tiyatrosu oyunları için sahne tercihlerim, Üsküdar Tekel Sahnesi, Üsküdar Stüdyo Sahne ve Kozyatağı Kültür Merkezi içerisindeki Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi oluyor ekseriyetle. Cevahir sahneleri bana pek iyi gelmiyor. Hem içerisinde bulunduğu Cevahir Alışveriş Merkezi’nin konumu hem de sahnelerin alışveriş merkezi içerisindeki yerleşimi, o sahnelerde izlediğim oyunlardan alacağım keyfi daha koltuğuma oturmadan baltalıyor. Fakat İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun kimi oyunları yalnızca bu sahnelerde oynanıyor. Sezon içerisinde katiyen diğer sahneleri gezmiyor. Bunun nedeni -sanıyorum- sahne […]

Devamı  


İzledim: Giydirici

Yaklaşık okuma süresi: 5 dakika İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Giydirici oyununu dün akşam annemle birlikte Kozyatağı Kültür Merkezi‘nde izledim. Esasen Giydirici’yi izlemek için ilk niyetlenmem bu değil. Geçtiğimiz sezon nisan ayında oyunun yine aynı sahnedeki temsiline bilet almıştım fakat oyuncu rahatsızlığından dolayı oyun iptal edilmişti. Bir sene sonra yeniden oyun programında kendime uygun bir temsil denk getirebildim. Giydirici, Ronald Harwood‘un kaleme aldığı bir oyun. Orijinal ismiyle Dresser. Harwood bu oyunu kendi yaşamında öneme sahip olan bir süreç üzerinden hikâye ederek kurmuş. Harwood tiyatro yaşantısının hemen başında, Shakespeare Company kumpanyasında Sir Donald Wolfit‘in beş sene boyunca kişisel giydiriciliğini yapmış. Tiyatro serüveni içinde kilometre taşı sayılabilecek bir dönemi önce oyunlaştırıp daha sonra […]

Devamı  


İzledim: Torun İstiyorum

Yaklaşık okuma süresi: 4 dakika Tesadüftür ki sezonun henüz başında izlediğim ilk iki oyun çok yakın zamanlarda prömiyerlerini yapmış oyunlardı. İlki İstanbul Şehir Tiyatroları’ndaki Saadet Hanım‘dı. İkincisi ise Moda Sahnesi‘nin sahneye koyduğu Torun İstiyorum oldu. Oyunu geçtiğimiz hafta sonu matine gösteriminde Özgür Hanım‘la birlikte izledik. Moda Sahnesi’nin sahneye koyduğu özellikle Shakespeare oyunları çeşitli çevrelerce oyunların farklı sahnelemeleri ile kıyaslanıyor. Onlara pek benzemediği için zaman zaman ağır bir dille eleştiriliyor. En çok da “yerelleştirme” konusunda. Risale okuyan bir Ophelia veya Doğu şivesi ile konuşan bir Nick Bottom, Shakespeare oyunlarını bugüne kadar alışılagelmiş sahnelemelerden izlemiş izleyicilerin ön yargısına maruz kalabiliyor. Buna kendim de şahit oldum. Farklı bir sahnenin fuayesinde oyunun […]

Devamı