İzledim: Mutlu Değilim ama Kahrımdan da Ölmüyorum, Istırap Korosu, Hırçın Kız

Yaklaşık okuma süresi: 4 dakika Mutlu Değilim ama Kahrımdan da Ölmüyorum Kadıköy Boa Sahne‘nin Mutlu Değilim ama Kahrımdan da Ölmüyorum oyununu yine Kadıköy Boa Sahne‘de izledim. Pandemi öncesinde çok sık oyun izlediğim bir sahne olmasına rağmen Şubat 2020’den bu yana yolumu ilk defa Boa Sahne’ye düşürebildim maalesef. Özlemişim. Özge Korkmaz‘ın yazıp oynadığı oyun, Berfin Zenderlioğlu rejisiyle sahneleniyor. Pandemi öncesinde, tek kişilik, kadın hikâyelerini konu alan yerli metinlerin sayısı oldukça artmıştı. Benim de kişisel izleyicilik tarihimde Antabus ile başlayan süreçte Kul, Aşiyan, Sevgili Arsız Ölüm – Dirmit, Benden Bu Kadar gibi iyi örneklerini izleme fırsatım olmuştu. Boa Sahne’nin programında Mutlu Değilim ama Kahrımdan da Ölmüyorum’u görünce […]

Devamı  


İzledim: Samanyolu’nu Bilir misiniz?, Limon, Suzy Storck

Yaklaşık okuma süresi: 4 dakika Samanyolu’nu Bilir misiniz? Davran Tiyatrosu‘nun ikinci yapımı (ilki yeniden sahnelenen Üçü Bir Arada) Samanyolu’nu Bilir misiniz? oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘nde izledim. Mart ayı içerisinde izlemeyi planladığım oyunlar, ya oyuncu rahatsızlığından ya da kar yağışından ötürü iptal edildi. Samanyolu’nu Bilir misiniz? de yoğun kar yağışı ihtimalinden dolayı oyun iptallerinin bolca olduğu bir akşamda oynandı. Karl Wittlinger‘ın metni, Sevim Özakman çevirisiyle sahneleniyor. Aynı zamanda rollerini paylaşan Cem Davran ve Hakan Gerçek birlikte sahneye koyuyorlar oyunu. Oyunun ana karakterlerini bir doktor ve hasta oluşturuyor. İçinden geçtiği savaş atmosferinde kimliğini kaybetmiş bir hasta, başvurduğu asabiye doktoruyla başından geçenleri konu alan bir tiyatro metni paylaşıyor. […]

Devamı  


İzledim: Seneye Bugün, Hayat Der Gülümserim, Öldün, Duydun mu?

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika Seneye Bugün İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Seneye Bugün oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘ndeki Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi‘nde izledim. Gencay Gürün tarafından çevrilen Kanadalı yazar Bernard Slade‘in metni Celal Kadri Kınoğlu rejisiyle sahneleniyor. Oyunun rollerini ise yine Celal Kadri Kınoğlu, Gerçek Alnıaçık ve Ebru Demirdöven Şatıroğlu paylaşıyor. Oyunun tanıtım sayfasında Osman Tunca Soysal‘ın da bir rolü olduğu gözüküyor ama oyunda yer almıyordu. Sanıyorum onun rolünü de Ebru Demirdöven Şatıroğlu canlandırdı. Oyun, türlü tesadüfler sonucu yolları evlerinden epey uzaktaki bir otelde kesişen George ve Doris’in hikâyesini konu alıyor. İkisi de evli ve çocuklu olan George ve Doris, bu otelde bir ilişki yaşamaya […]

Devamı  


İzledim: Bay Z., Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, Alnıtemiz Stand Up

Yaklaşık okuma süresi: 2 dakika Bay Z. İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Bay Z. oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘nde izledim. Bülent Usta‘nın kaleme aldığı oyunu Atilla Şendil sahneye koymuş. Oyun, bir şirkette yapılan usülsüzlüğü gözünden kaçırdığı düşünülen dört denetçinin, şirketin patronu Bay Z. tarafından nevi şahsına münhasır yöntemlerle soruşturulmasını konu alıyor. Oyunun konusundan sahne tasarımına kadar her şey kaçınılmaz olarak bana Jordi Galceran‘ın Grönholm Metodu oyununu anımsattı. Oyuncuların hepsini sahnede ilk defa izledim. Daniel Morrison rolündeki Ali Çelik, oynadığı müstehzi karakterinin de etkisiyle aralarında en beğendiğim oldu. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin oyununu Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi‘nde izledim. Murat Mahmutyazıcıoğlu‘nun metni, yine […]

Devamı  


İzledim: Herkes Kocama Benziyor, Münaşaka, İlker Gümüşoluk Stand Up

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika Herkes Kocama Benziyor Kadıköy Emek Tiyatrosu‘nun Herkes Kocama Benziyor oyununu Tiyatro Kooperatifi Yaz Buluşmaları kapsamında Caddebostan Sahil Amfi Tiyatro’da izledim. Tiyatro Kooperatifi, ağustos ve eylül aylarında birden fazla sahnede açık hava oyunları sahneledi. Geç haberdar olduğum için Caddebostan’daki son oyunu izleyebildim ancak. Herkes Kocama Benziyor, tek kişilik bir oyun. Alis Çalışkan‘ın kaleme aldığı oyunu Hakan Emre Ünal yönetmiş ve Pınar Güntürkün oynamış. Daha önce izlediğim Sevgili Arsız Ölüm – Dirmit, Tırnak İçinde Hizmetçiler, Trom gibi oyunlardan ekibe aşinayım. Kötü bir iş izlemeyeceğimi bu yüzden tahmin ediyordum; öyle de oldu. Oyun, bir pavyonda tuvaletçilik yapan Ayten‘in hikâyesini kendi ağzından anlatıyor. Açık […]

Devamı  


İzledim: 80 Günde Devr-i Alem

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun 80 Günde Devr-i Alem oyununu dün akşam Kozyatağı Kültür Merkezi içerisindeki Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi‘nde izledim. Oyun, Jules Verne‘ün aynı isimli romanından yola çıkılarak Mark Brown tarafından tiyatro sahnesine uyarlanmış. Başak Othan çevirisi ve Gökhan Kocaoğlu rejisiyle de geçtiğimiz sene sonunda İstanbul Devlet Tiyatrosu repertuvarındaki yerini almış. 80 Günde Devr-i Alem daha evvel okuduğum bir roman değildi. O neden yazacaklarım tamamen metnin tiyatro uyarlamasıyla ilgili olacak. Maalesef iki metin arasında mukayase yapma şansım olmayacak. Kısaca konusundan bahsedecek olursam, dönemin İngiltere’sinde beyefendiliğiyle tanınan Phileas Fogg, dünyanın etrafını seksen gün içerisinde dolaşabileceğine dair bir iddiaya tutuşur arkadaşlarıyla. […]

Devamı  


İzledim: Kosovalı Peer Gynt

Yaklaşık okuma süresi: 2 dakika İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Kosovalı Peer Gynt oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘nde izledim. Oyun, son zamanlarda özellikle müzikleriyle sık sık karşıma çıkıyordu. Ben de daha fazla dayanamayıp bir salı akşamı tuttum kültür merkezinin yolunu. Yeton Neziray‘ın kaleme aldığı bir metin Kosovalı Peer Gynt. Saydam Yeniay rejisiyle sahneleniyor. Benim için yeni bir yazar değil Yeton Neziray. Daha önce yine İstanbul Devlet Tiyatrosu bünyesinde sahnelenen Geçtim Ama Tiyatrodan oyununu keyifle izlediğimi anımsıyorum. Savaş atmosferinde tiyatro yapmaya çalışan küçük bir grubun hikâyesiydi. Kosovalı Peer Gynt de yine savaş ve ona karşı verilen mücadelenin farklı bir örneğini konu alıyor. Peer isimli bir genç, ülkesinin içerisinde bulunduğu […]

Devamı  


İzledim: Elektra

Yaklaşık okuma süresi: 4 dakika İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Elektra‘sı benim için bu sezonun altıncı oyunu oldu. Kozyatağı Kültür Merkezi içerisindeki Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi‘nde izledim. Oldukça kötü planladığım ekim ve kasım ayı programından dolayı yaklaşık bir aydır oyun izlemiyordum. Radyum Kızları‘ndan sonra Elektra ile sakin başladığım sezona devam ettim. Elektra, Sophokles‘in bugünlere ulaşabilen yedi tragedyasından bir tanesi. Konusu itibarıyla, annesi Klytaimestra‘nın babası Agamemnon‘u öldürmesi üzerine intikam arzusuyla kinlenen Elektra, annesinin yeni eşi Aigisthos ile beraber yönettiği kentte esir hayatı yaşamaktadır. Taşkın davranışlarından dolayı her daim gözetim altında tutulan Elektra’nın tek umudu sürgün olan kardeşi Orestes‘in bir şekilde kente geri dönerek babasının intikamını almak için kendisine yardım […]

Devamı  


İzledim: Karmakarışık

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Karmakarışık oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘nde izledim. Benim için sezonun ilk Devlet Tiyatroları oyunu oldu. Ekim ayı için diğer tiyatroların oyunlarından hatırı sayılır bir izleme programı yapamadım kendime. O yüzden ekim ayı Devlet Tiyatroları oyunlarıyla geçecek gibi gözüküyor. Sırada Radyum Kızları ve Fatima’nın Erkekleri var. Ray Cooney‘in yazdığı oyun, Haldun Dormen rejisiyle sahneleniyor. İsmiyle müsemma karmakarışık vaziyetlerin, çapraşık ilişkilerin oyunu. Türü itibarıyla bir vodvil. Bir iktidar partisi bakanının otel odasında yapmayı planladığı kaçamakla başlayan gece, ardı arkası kesilmeyen tesadüflerle cinai bir kedi fare oyununa dönüyor. Bakanın kaçamak ilişkisini faş edeceği için saklanması gereken ceset, otel odasındaki kaçamağın mağdur […]

Devamı  


İzledim: Tamamen Doluyuz

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Tamamen Doluyuz oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘nde izledim. Bu sezon izlediğim birkaç İstanbul Devlet Tiyatrosu oyunundan sonuncusu oldu. Bu oyunla beraber fark ettiğim ufak bir detayı paylaşayım. Kozyatağı Kültür Merkezi özel tiyatroların yanında son üç sezondur İstanbul Devlet Tiyatrosu oyunlarına da ev sahipliği yapıyor. Fakat ay içerisinde Cevahir Sahneleri’nde veya Üsküdar Tekel ve Stüdyo Sahneleri’nde olduğu gibi her gün bir oyun temsili olmuyor. Yapılan anlaşma gereği her ayın son haftasında yalnızca İstanbul Devlet Tiyatrosu oyunları bu sahnede oynanabiliyormuş. Kendime oyun programı hazırlarken artık bunu dikkate alarak ayın son haftasını yoğun tutmamaya çalışıyorum. Oyuna dönecek olursam Tamamen Doluyuz, Efe Erkekli‘nin […]

Devamı