İzledim: Şahane Züğürtler

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaİstanbul Şehir Tiyatroları‘nın Şahane Züğürtler oyununu dün akşam Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izledim. Geçtiğimiz sene bu zamanlar ilk temsilini yapan bir oyunmuş, ben henüz izleme fırsatı bulabildim.

Oyun, Rus Devrimi‘nden sonra Çar’a ait servetle batı ülkelerine kaçan ailelerden Ouratieff çiftinin hikâyesini konu alıyor. Çift ellerindeki yüklü miktardaki serveti muhafaza etmek ve ülkelerinde sular durulduktan sonra dönüp Çar’a teslim etmek üzere bir bankaya yatırıyor. Bu süreçte yabancısı oldukları ülkede Çar’a ait olan servetin tek kuruşuna dahi dokunmadan kendi imkânlarıyla yaşamaya çalışıyorlar. Ülkelerinde oldukça yüksek mevkilerde, varlık içerisinde bir hayat süren çift köhne bir otel odasında kalıyor. Fakat zamanla ellerindeki paraları tükeniyor. Satacak eşyaları ve borç alacak kimseleri kalmayıp iş başa düşünce çalışmaya karar veriyorlar. Bir ailenin yanında uşak ve hizmetçi olarak çalışmaya başlıyorlar. Bilgi ve becerileriyle kısa zaman içerisinde ailedeki herkesin dikkatini çekmeyi başarıyorlar fakat ne var ki gerçek kimliklerini bilen birçok kişi ile bu evde yolları kesişiyor. Kimliklerini gizlemeye çalışmak onlar için günden güne zorlaşıyor.

Oyunun yönetmeni Haldun Dormen. Kendisi aynı oyunu çok uzun seneler oynamış. Daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan gelen teklif üzerine oyunu sahneye koymuş. Oyunda Ouratieff çiftini Can Başak ve Müge Akyamaç canlandırıyor. Ben ikisini de çok beğendim. Fakat Müge Akyamaç’ın rolü –Tatyana– ve oyunculuğu oyunun temposunu belirleyecek kadar etkili sahne üzerinde. Öyle ki kendisinin bulunduğu sahnelerin seyir keyfi oldukça yüksekken olmadığı sahnelerde aynı tadı almak mümkün olmadı benim için.

Oyunun rastladığım birkaç tanıtımında mizahının çok yüksek olduğu konusunda açıklamalar gördüm. Buna daha önce benzer birkaç oyunda olduğu gibi yine katılamayacağım. Elbette her izleyicinin gülme eşiği farklıdır ama oyun kesinlikle bir güldürü oyunu değil. Hakan Güner ve Süeda Çil‘in canlandırdığı ev sahibi karakterleri ve Barış Çağatay Çakıroğlu‘nun canlandırdığı bankacı karakterinin Ouratieff çifti ile arasındaki ilişki oyunu zaman zaman bir güldürü havasına bürüse de oyun konusu itibarıyla dram unsurları taşıyan sağlam bir hikâyeye sahip. Can Başak’ın oynadığı Mikael karakterinin oyun boyunca hissettirdiği mücadeleci tavrı oyunu hikâyesinden uzaklaşmadan ayakta tutuyor. Oyunun afişinde oyunun ismi eğlenceli denilebilecek bir yazı tipiyle yazılmış. Değindiğim sebeplerden dolayı afişi beğendiğimi söyleyemem.

Oyunun oldukça gösterişli bir sahne tasarımı var. Bu oyunun açılışında gördüğümüz köhne otel odasında da böyle Ouratieff çiftini çalışmak için girdiği varlıklı ailenin evinde de. Oyunun her iki perdesinde birer defa sahne tasarımında büyük değişiklikler oluyor, mekânlar değiştiriliyor. İzleyicinin çok fazla dikkatini dağıtmaması amacıyla sanırım bunlar sahnenin perdeleri tamamen kapatıldıktan sonra yapılıyor. Yalnız ilk perdedeki değişim oyun başladıktan tahmini 45 dakika sonra yapıldı. Sahnenin perdeleri kapanınca izleyicilerin azımsanmayacak bir kısmı ilk perde bitti sanıp koltuklarından kalkmak istedi. Salon görevlileri önceki temsillerden tecrübeli olacak ki hemen ayağa kalkanları uyarıp yerine oturtmaya çalıştılar. Ama ön sıralardan hızlı davrananlar çoktan salon dışına çıkmıştı. İkinci perdede sahneleme açısından bu duruma bir çözüm getirilmiş. Perde tamamen kapansa da perde önündeki oyun sürüyor. İlk perdede neden böyle bir yönteme başvurulmadığını merak ettim açıkçası.

Jacques Deval‘ın kaleme alıp, Haldun Dormen yönetmenliğini yaptığı Şahane Züğürtler İstanbul Şehir Tiyatroları’nda izlemeye, vakit ayırmaya değer bir oyun.

OYUN KÜNYESİ
Yazan: Jacques Deval
Yöneten: Haldun Dormen
Çeviren: Asude Zeybekoğlu
Sahne Tasarımı: Barış Dinçel
Oynayanlar: Barış Çağatay Çakıroğlu, Buğra Can Ildırışık, Can Başak, Can Doğan, Ceylan Çete, Çağrı Özgür Hün, Dilay Taşkaya, Engin Akpınar, Hakan Güner, Müge Akyamaç, Onur Şirin, Özgün Akaçça, Süeda Çil
Süre: 2 saat 20 dakika (2 perde)