İzledim: Tac’ın Nöbetçileri

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaB Planı‘nın Tac’ın Nöbetçileri oyununu geçtiğimiz Cuma akşamı Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi‘nde izledim. Bir önceki hafta Baba Sahne’de izlemek üzere III. Richard ve Tac’ın Nöbetçileri oyunları arasında kalmış, Anadolu Yakası’na pek fazla turne yapmadığı için Altıdan Sonra Tiyatro’nun III. Richard oyununu izlemeyi tercih etmiştim. İlerleyen aylarda izlemek niyetiyle ertelediğim Tac’ın Nöbetçileri’ni Türkan Saylan Kültür Merkezi’nin kasım ayı programında görünce kendimi epey şanslı hissederek hemen izleme listeleme aldım.

Çağdaş yazar Rajiv Joseph‘in kaleme aldığı ve Sami Berat Marçalı‘nın yönetmenliğinde sahnelenen oyunun oyuncu kadrosunda Kaya Akkaya ve Murat Eken var. Kaya Akkaya’yı ilk defa sahnede izledim ama Murat Eken’i daha önce yer aldığı BKM Mutfak‘ın Çok Güzel Hareketler Bunlar programında uzunca bir süre izlemiştim. Açıkçası daha sonra o program dışında farklı bir yerde kendisine hiç rastlayamadım. Yüksek tempolu skeçlerdeki performanslarını anımsıyorum o dönemden. Sahneye yakıştığını düşündüğüm, izlemekten keyif aldığım bir oyuncuydu. Neyse ki kendisi hakkındaki düşüncelerimde çok fazla bir değişiklik olmayacağını Tac’ın Nöbetçileri oyununda göstermiş oldu. Kaya Akkaya ile Hümayun ve Babür olarak tek perdelik masalsı bir seyir yaşattılar bana.

Tac’ın Nöbetçileri, Tac Mahal‘in açılışından önce onu korumakla görevli iki nöbetçinin özelinde bir toplumun güzellik anlayışını ve bu anlayışın sonuçlarında verilen bürokratik kararların ne kadar doğru olabileceğinin üstünde duran bir oyun. Bu günlüğü yazmaya oturmadan önce ilk olarak Tac Mahal hakkında var olan ufak tefek eski bilgilerimi tazelemek, daha ziyade yeni şeyler öğrenmek amacıyla ufak bir tarama yaparak türlü bilgiler edindim. Tac Mahal, Hindistan’da kurulan Babür İmparatorluğu’nun hükümdarlarından birisi olan Şah Cihan‘ın, eşi Mümtaz Mahal‘ın ölümünden sonra yaptırmaya karar verdiği, oldukça ihtişamlı bir yapıya sahip olan anıt bir mezar. Yapımı uzunca seneler sürmüş olan bu anıt mezar günümüzde de varlığını sürdürerek, 2001 yılında başlayıp 2007 yılına kadar dünyanın farklı bölgelerinden 100 milyon kullanıcının oylarıyla dünyanın yedi harikasına alternatif olarak oluşturulan dünyanın yeni yedi harikası listesine girmeye hak kazanmış.

Oyun Tac Mahal’in yapıldığı dönemden bugüne kadar tevatür hâlinde gelen elim bir hadiseyi kendisine konu ediniyor. Şah Cihan, Tac Mahal’in yapımı tamamlandıktan sonra dünya üzerinde bir daha Tac Mahal kadar güzel bir şey ortaya konulmasını engellemek amacıyla Tac Mahal’ın yapımında görev alan başta üstat olarak anılan mimarı olmak üzere tüm çalışanları iş göremez hâle getiriyor. Bunu yaparken de Hümayun ve Babür’ü bir elçi, bir emir eri gibi kullanıyor. Hümayun bu durumu kendilerine verilen ve yerine getirilmesi gereken bir görev olarak görürken, Babür yaptıklarından pişmanlık duymaya, her gün içinde büyüyen vicdan azabıyla yaşamanın zorluklarını hissetmeye başlıyor. İzleyici olarak Babür’ün yakarışları bizlerin insanların güzellik algısından kararlarındaki bencilliğe, bir cihan boyu muktedir olarak anılmaktan vahşeti normalleştirmeye kadar birçok konuya kafa yormasına aracı oluyor.

Ben güzelliği öldürdüm.
Babür

Konusunun aksine oldukça sakin süren oyunun finali de oldukça sakin oluyor. Usul usul geliyor dünyanın eşsiz güzelliklerinden birisi olan Tac Mahal’ın güvenilir nöbetçileri Hümayun ve Babür’ün ortak hikâyelerinin sonu. Belki de yepyeni hikâyelerinin başlangıcı.

OYUN KÜNYESİ
Yazan: Rajiv Joseph
Çeviren ve Yöneten: Sami Berat Marçalı
Sahne Tasarımı: Marta Montevecchi
Oynayanlar: Kaya Akkaya, Murat Eken
Süre: 1 saat 25 dakika (tek perde)