İzledim: İki Arada Bir Yerde

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika

Yine Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izlediğim İstanbul Şehir Tiyatroları oyunlarından biri, İki Arada Bir Yerde. Bosnalı senarist ve yönetmen Danis Tanovic‘in film senaryosu olarak yazdığı ve 2001 yılında Cannes film festivalinde en iyi senaryo ödülüaldığı Tarafsız Bölge orijinal ismi ile No Man’s Land‘i Yıldıray Şahinler tiyatro sahnesine uyarlamış. İstanbul Halk Tiyatrosu kurucularından olan Yıldıray Şahinler’i daha önce Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği tiyatro festivalinde Erkan Can ile beraber oynadıkları İhtiyar Balıkçı ve Deniz oyunundan anımsıyorum.

Oyunda, savaş esnasında bir siperde mahsur kalan karşıt iki taraftan, üç düşman askerinin başından geçenler konu olarak ele alınıyor. Oyun çatışma atmosferi ile başlıyor. Yollarını kaybederek kendi bölgelerinden uzaklaşan üç asker birbirlerinini fark ettiklerinde ilk olarak genel savaş psikolojisi ile öldürmeyi düşünüyorlar ve buna birkaç defa teşebbüs ediyorlar. Daha sonra sıkışıp kaldıkları siperden sağ olarak kurtulmaya çalışmayı el birliği ile yeğ tutsalar da öldürme düşüncesi akıllarının bir köşesinden hiç çıkmıyor. Birçok çabalarından sonra seslerini duyurmaya başaran askerleri kurtarmak üzere Birleşmiş Milletler Barış Gücü harekete geçiyor. Basın kuruluşlarının da olaydan haberdar olması ile birlikte üç askerin hikayesi tüm dünyaya yayılıyor.

iki-arada-bir-yerde-tiyatro-oyunu-2

Bu sezon içerisinde izlediğim çoğu İstanbul Şehir Tiyatrosu oyunu gibi çok yerinde ve dozunda göndermelere sahip bir oyundu İki Arada Bir Yerde. Özellikle Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün askerleri kurtarma operasyonuna dahil olduğu bölümlerde, aldıkları emre itaat etmekle vicdanları arasında bir seçim yapan askerler, olayın aydınlanmasında basın kuruluşlarının üstlendiği rol ve tüm bunlara rağmen üstü örtülmek istenilenlerin engellenememesi oyunun üstüne düşündüren bölümlerindendi. Yine siperde kurtarılmayı bekleyen askerlerin savaş ile ilgili diyalogları, seneler boyu birbirlerine kötü gözlerle baktırılan insanların, oturup hasbihal ettiklerinde çok da birbirlerinden farkları olmadıklarını anlamaları da tadında bir savaş eleştirisiydi.

Oyunda herhangi bir yer ve zaman mefhumu bulunmuyor. Savaş üstüne olan eleştirilerin dün de bugün de güncelliğini koruduğu ve yarın da koruyacağı göz önüne alınırsa buna pek fazla gerek de kalmıyor aslında. Savaş halinde olan hangi toplum ve hangi zamanla boşluklar doldurulursa doldurulsun derdinden hiçbir şey kaybetmeyecek bir oyun İki Arada Bir Yerde.

Eğer ortada bir suç varsa ve sen bir şey yapmadan seyrediyorsan sen de bir şekilde onun parçasısın demektir.

İki Arada Bir Yerde, bu sezon başında yine Erhan Yazıcıoğlu‘nun genel sanat yönetmenliğinde sahnelenmeye başlanmış. İlgili göreve Süha Uygur‘un atanmasından sonra oyun kitapçıkları da değişmiş hali ile. Fakat bir tiyatro sever olarak bu değişimin apar topar yapılması beni memnun etmiyor. Oyunların hazırlanış süreci, bu oyunların tüm sezon için tertip edilen repertuardaki yerleri, ülkenin içerisinde bulunduğu durumun tiyatro ile bağlantısının anlatıldığı dolu dolu bir genel sanat yönetmeni açıklaması görmek yerine bildik birkaç cümle ile başlayan bir oyun kitapçığı bana keyif vermedi. Son olarak objektif bir söylem olması açısından iki açıklamayı da paylaşmış olayım.

erhan_yazicioglu_suha_uygur_kitapcik_aciklama

OYUN KÜNYESİ
Yazan: Danis Tanovic
Uyarlayan ve Yöneten: Yıldıray Şahinler
Sahne Tasarımı: Ayhan Doğan
Efekt: Kadir Arlı
Oyuncular: Alp Tuğhan Taş, Cengiz Tangör, Ertuğrul Postaoğlu, İrem Arslan, Mehmet Soner Dinç, Murat Coşkuner, Reyhan Karasu, Sefa Öztürk, Yıldıray Şahinler