Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaBAM‘ın ikinci oyunu Kader Can‘ı Kadıköy Theatron‘da izledim. Daha önce yine BAM’ın Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin oyununu izlemek için gitmiştim Theatron’a. Bu sahnenin BAM’ın oyunlarına yakıştığını düşünüyorum. Oyuncuyla iç içe olmanın verdiği yakınlık hissi oyundaki karakterlerin samimi anlatılarıyla birleşince keyifli bir seyir çıkıyor ortaya. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’i Özgürlük Parkı içerisindeki açık hava sahnesinde de izleme fırsatı bulmuştum daha sonra. Theatron’dakinden katbekat daha kalabalık bir izleyici katılımı ve teknik imkân olmasına rağmen Theatron’daki keyfi alamamıştım.
Kader Can, Murat Mahmutyazıcıoğlu‘nun yazıp yönettiği bir oyun. Tek kişilik oyuncu kadrosunu Deniz Karaoğlu oluşturuyor. 20’li yaşlarının başında, rap müzik sevdalısı bir genç Kader Can. Annesinin ısrarlarına dayanamayıp askere gitmeye karar veriyor. Dönüşte bir rap albümü yapma niyetiyle başladığı askerlik macerasını öncesi ve sonrasıyla izleyiciyle paylaşıyor. Ardında bıraktıklarına, şüphelerine, gelecek kaygılarına ve varolma çabalarına tanık oluyor izleyici. Deniz Karaoğlu, Kader Can oyununda bir nevi modern meddahlık yapıyor. İşlevi, oynanan sahneye göre değişen bir platform haricinde herhangi bir dekor unsuru yer almıyor oyunda. Deniz Karaoğlu kâh bir taksici kâh bir komutan olarak yaptığı canlandırmalarla anlatıyor Kader Can’ın Bağcılar’dan Ankara’ya uzanan hikâyesini. İzleyiciye temas etmekten de geri durmuyor bu canlandırmalar esnasında. İzleyiciyle girilen diyaloglarda ince bir damar yakalanmış. Abartılma tehlikesi varken gayet dozunda kullanılarak oyunun mizahi yönünü kuvvetlendirmiş.
Müziklerini Ah! Kosmos‘un yaptığı oyun, bir rap şarkısıyla başlayıp bir rap şarkısıyla bitiyor. Oyun içerisinde de karakterin hevesi neticesinde defaatle rap müziğe başvuruluyor. Oyundan bir gece önce “Yarın akşam BAM’ın Kader Can oyununu izleyeceğim. İçinde rap var. Umarım karikatürize edilmez.” demiştim ama maalesef edildi. Uzun sayılabilecek bir süredir rap müzik dinliyorum. Ama ne zaman bunu dile getirecek olsam insanların yarışma programlarından, parodilerden, skeçlerden aklında kalan intibalarının önüne geçemediğimi hissediyorum. Kader Can da hem karakterin abartılı hareketleri hem de yazdığı rap şarkılarının içeriğinden dolayı bu algıya hizmet eder nitelikte. Yazarın yüzeysel rap gözlemlerini aktardığı kanaatindeyim. Neye maruz kalmışsa onu yazmış diyebilirim aslında. Oyunun müzikleri için nasıl Ah! Kosmos gibi işinin ehli birinden yardım alındıysa, bu kadar yoğun rap ihtiva eden oyunda bir rap müzik sanatçısına danışılsaydı keşke. Söz yazımından Hip hop kültürüne kadar birçok konuda seve seve destek verecek onlarca kişi bir çırpıda bulunabilirdi.
Kader Can, metninin derinliğiyle izleyicisine çok büyük vaatlerde bulunan bir oyun değil. Ziyadesiyle şahsi bir hikâyeyi olabildiğince eğlenceli bir dille anlatıyor. Deniz Karaoğlu, Kader Can karakterini hakkıyla kotarıyor. Bir buçuk saatten fazla bir süre sahnede kalıyor ve oyunun temposu belki iki belki üç defa durup nefes almasına izin veriyor. İzleyiciyle girdiği diyaloglar, söylediği şarkılar ve dönüşümlü olarak oynadığı birçok karakter de cabası.
Güncelleme: 7 Temmuz 2019
Oyunu 17. Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali‘nde yeniden izledim. Nedenini kati olarak anlamamakla birlikte Theatron‘daki samimi hissi alamadım bu defa oyundan. Sahnelerin fiziksel şartları ve izleyici davranışlarının bunda bir etkisi olabilir. Theatron gibi ufak bir sahnede Kader Can’ın hikâyesiyle izleyici arasına hiçbir şey girmezken, Özgürlük Parkı Açık Hava Sahnesi‘nde oyundan çıkmaya çalışan, telefonuyla ilgilenen, kendi aralarında konuşan izleyiciler çoğu oyunda olduğu gibi yine meraklı izleyicinin keyfini baltaladı.
İlk izlediğimde de eleştirdiğim, ortaya koyulan karikatürize rapçi profili yine gözümü tırmaladı. Theatron’daki temsilden farklı olarak, karakterin abartılı tavırları bu defa izleyiciden de çok fazla reaksiyon almadı. Belki kitlenin farklı olmasının bunda payı olabilir ama benim temennim izleyicinin gerçeklikten oldukça uzak olan bu tasvirden sıkılmış olması yönünde olacak.
Metinle ilgili olarak yukarıda söylediklerimi tekrar edeceğim. Kader Can çok büyük iddiaları olan bir metin değil. Bir gencin özelinde içten bir hikâye anlatmanın peşinde ve bunu tek perdelik keyifli bir seyir olarak sunuyor izleyicisine. Daha fazla bir beklentiyle giden izleyiciyi hüsrana uğratabilir. Nitekim festivaldeki temsilde -yapılanı doğru bulmamaka birlikte- kimi izleyiciler salondan oyun bitmeden çıkarak söz konusu hüsranlarını ete kemiğe büründürdüler.
Yazan ve Yöneten: Murat Mahmutyazıcıoğlu
Oynayan: Deniz Karaoğlu
Müzik: Ah! Kosmos
Koreograf: Gizem Bilgen
Süre: 1 saat 40 dakika (Tek perde)