İzledim: Karmakarışık

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaİstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Karmakarışık oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘nde izledim. Benim için sezonun ilk Devlet Tiyatroları oyunu oldu. Ekim ayı için diğer tiyatroların oyunlarından hatırı sayılır bir izleme programı yapamadım kendime. O yüzden ekim ayı Devlet Tiyatroları oyunlarıyla geçecek gibi gözüküyor. Sırada Radyum Kızları ve Fatima’nın Erkekleri var.

Ray Cooney‘in yazdığı oyun, Haldun Dormen rejisiyle sahneleniyor. İsmiyle müsemma karmakarışık vaziyetlerin, çapraşık ilişkilerin oyunu. Türü itibarıyla bir vodvil. Bir iktidar partisi bakanının otel odasında yapmayı planladığı kaçamakla başlayan gece, ardı arkası kesilmeyen tesadüflerle cinai bir kedi fare oyununa dönüyor. Bakanın kaçamak ilişkisini faş edeceği için saklanması gereken ceset, otel odasındaki kaçamağın mağdur taraflarının da olay mahallîne bir bir gelmesiyle herkesin elinde âdeta bir oyuncak oluyor. Tüm bu hengâmeden rahatsız olan otel müdürünün de konuya dahliyle hikâyenin kahramanları için telaşlı, izleyiciler için ise eğlenceli bir seyrin başlama işareti verilmiş oluyor.

Vodvil ve müzikal türündeki oyunların göstere göstere ve büyük hareketlerle yapılan mizahına bir türlü adapte olamıyorum. Bunu daha önce Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Kibarlık Budalası ve Erkek Arkadaş gibi oyunlarda deneyimledim ama hâla ısrarla üzerine gidiyorum. Yeterince keyif almamama rağmen bir türle arama hepten bir mesafe koymamak için ısrar edip farklı örneklerini görmeye çabalıyorum. Salondaki diğer izleyicilerin oyuna iştirakine şahit olunca keyif alamayışımın izlediğim oyundan azade olarak tamamıyla kişisel beğenilerimle ilgili bir yargı olduğuna kanaat getiriyorum. Karmakarışık’da da böyle oldu. Yüksek tempolu bir oyun olmasına rağmen ikinci perdenin sonlarına yaklaşırken hikâyenin artık nihayete ermesini beklerken yakaladım kendimi.

Oyunun şüphesiz ki bel kemiği, bakan rolünü oynayan Erkan Taşdöğen. Ebru Demirdöven ile birlikte karakterlerinin zıtlıklarıyla bir uyum oluşturuyorlar. Sinan Cem Çabuk da takıntılı eş rolünü harikulade oynuyor. Maalesef onlar dışındaki oyuncuların rollerindeki yapaylık ve karikatürize tipleri oyundan uzaklaşmama neden oldu. Özellikle Ali Ersin Yenar‘ın tekrar eden sahneleri koltuğumda muhtelif sıkıntı belirtileri göstermeme neden oldu. 2014 senesinin hemen başıydı sanırım. Yine İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun Lütfen Kızımla Evlenir misiniz? oyununda izlemiştim kendisini. Bu defa izlerken o oyundaki rolünü yâd ettim sıklıkla.

Devlet Tiyatroları‘nda 2013, Şehir Tiyatroları‘nda ise 2015 senesinden itibaren oyun izlemeye başladım. Görece üzerinden çok uzun bir zaman geçmemesine rağmen bu kurumlarda izlediğim oyunların çehrelerinin değiştiğini herkes kadar fark ediyorum. Öyle ki birkaç sene önce Devlet Tiyatroları sahnesinde Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü gibi bir oyun izlemişken, artık sahnelenen oyunlar içerisinde muhalif bir gönderme veya gündeme ilişkin bir açıklama duyduğumda hayretler içerisinde kalacak hâle geldim. Karmakarışık politik bir oyun olmamasına karşın, karakterlerine mesleklerinden ötürü ettirdiği siyaset üzerine sözlerle izleyicide küçük kıpırdanmalara neden oldu. Bunun süreceğine, farklı oyunlarda da benzeri seslerin artarak çıkacağına dair maalesef hiçbir ümidim yok. Daha uzun seneler boyunca bu kurumların oyunlarını izleyenler, söylemeye çalıştığımı daha net bir şekilde anlayacaklardır.

Hülasa Karmakarışık, izleyicisine keyifli vakit geçirten bir oyun. Gülmeye teşne izleyicinin beğenisini daha fazla kazanacağına ihtimal verirken, salt gülmek için izlenecek bir oyun olmadığını düşünüyorum. Bu paradoks ile bu günlüğü bitirmiş olayım.

OYUN KÜNYESİ
Yazan: Ray Cooney
Çeviren: Haldun Dormen, Kemal Uzun
Yöneten: Haldun Dormen
Oynayanlar: Erkan Taşdöğen, Fatih Kahraman, Ali Ersin Yenar, Rüyam Perihan Dirin, Özden Çiftçi, Ebru Demirdöven, Aral Seskir, Sinan Cem Çabuk, Cem Şahin, Suzan Sabancı
Süre: 2 saat 45 dakika (2 perde)