İzledim: Merhaba

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaDostlar Tiyatrosu‘nun Merhaba oyununu dün akşam Özgürlük Parkı Açık Hava Sahnesi‘nde Özgür Hanım‘la birlikte izledim. Şimdilik tek oyun fireyle takip ettiğim -Nereden Nereye oyunu- 17. Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali‘nin yedinci, benim izleme şansı bulduğum altıncı oyun olarak. Merhaba, Genco Erkal‘ın tek kişilik performansı. Aziz Nesin, Bertolt Brecht, Can Yücel, Nâzım Hikmet ve William Shakespeare‘in metinlerinden uyarlayıp yönettiği oyunu kendine eşlik eden müzisyenlerle beraber oynuyor.

Özgürlük Parkı Açık Hava Sahnesi, Genco Erkal’ı ilk -2014 yazında Yaşamaya Dair oyunuyla– ve son kez -2018 yazında Bir Delinin Hatıra Defteri oyunuyla– izlediğim sahneydi. İki tarih arasında farklı sahnelerde farklı oyunlarını izledim ama dönüp dolaşıp yine buraya gelmenin bende bıraktığı nostaljik bir his var. Onun motivasyonuyla olacak ki yüzlerce kişiyle birlikte saatlerce beklenen davetiye sırası, ertesi güne bıraktığı tatlı yorgunluk dışında tek “ah” ettirmedi bana.

Genco Erkal oyun boyunca sevdiği yazarların metinlerinden pasajlar oynuyor. Kimisine daha önce okuduklarımdan ve izlediklerimden kulak aşinalığım vardı, kimisini ise ilk defa dün akşam dinledim. Canlı yapılan müzikler ve muhtelif dekor nesneleri anlatısında yardımcı oluyor Erkal’a. Oyunun içeriği hakkında ne kadar söz söyleyebilirim bilmiyorum ama sahnede izledim şey bana ziyadesiyle şahsi geldi. Dostlar Tiyatrosu‘nun kuruluşunun 50. senesinde sahneye koyulan oyun, Genco Erkal’ın âdeta defterine aldığı notları dost meclisinde paylaşması gibiydi. “Benim yazarlarım” diyerek nitelendirdiği yazarların kendine dokunan metinlerinden seçki oluşturmuş Erkal. Metinleri seçerken ve sıralarken bariz bir kurgu oluşturmayı tercih etmemiş benim gördüğüm kadarıyla. İdeolojik olarak elbette tüm metinlerin ortak çatısı var ama peşi sıra oynanan sahnelerin birbiriyle doğrudan akrabalığı yok. Ama hemhâl olan dertleri göz önüne alındığında sıkı dostlukları var diyebilirim. Merhaba, günün sonunda Erkal’ın şahsi zevklerine göre sahneye koyulan bir oyun olduğu için beğenmediğim bu detayın üstünde pek fazla durmadım, sahnede izlediğimden keyif almaya baktım.

Oyunun bence tek eksiği bir kadın yazardı. Erkal’ın oyuna dahil ettiği yazarları arasında hiç kadın olmaması oyunun diline de doğal olarak yansımış, erkeksileştirmiş. Bu erkeksiliği yoğun olarak hissettiğim sahnelerde “keşke” demeden edemedim. Oysa ne çok yakışırdı bir Tezer Özlü, bir Leyla Erbil veya bir Gülten Akın bu oyuna. Aşkın ve kavganın yalnızca erkek gözünden anlatılmadığı, bu incelikli duyguların kadınların dilinde de nasıl birer yapıta dönüştüğüne şahit olduğumuz bir oyun izlerdik böylece. Tabii bu önerim de yukarıda bahsettiğim tercihler gibi Genco Erkal’ın şahsi alanına girdiği için hükümsüz kalıyor. Eve dönerken kafamı kurcalayınca oyunun sahne arkasındaki ekibine de göz attım. Orada da yalnızca tek bir kadına rastladım. Genco Erkal’ın harikulade kostüm tasarımını yapan Özlem Kaya, kadın elini değdirmiş oyuna.

Oyun sonunda Özgür Hanım’la da konuştuk. Merhaba, tam bir Genco Erkal tiyatrosuna giriş 101 oyunu. Bütün oyunlarının kısa özeti tadında. Sanat hayatında önem verdiği isimlere de  saygı duruşu niteliğinde. 1 saat 20 dakika ve tek perde olarak sahneleniyor. Bu yönüyle Genco Erkal izlemenin tadını damakta bırakabiliyor ama damakta kalan tadı sezon içerisinde izlenebilecek farklı Dostlar Tiyatrosu oyunlarına vesile yapmak da yine izleyicinin elinde.

OYUN KÜNYESİ
Yazanlar:
Aziz Nesin, Bertolt Brecht, Can Yücel, Nâzım Hikmet, William Shakespeare
Uyarlayan, Yöneten, Oynayan: Genco Erkal
Müzik: Fazıl Say, Kurt Weill, Yiğit Özatalay, Arif Erkin, Selim Atakan
Kostüm Tasarımı: Özlem Kaya
Süre: 1 saat 20 dakika (Tek perde)