Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaAli Poyrazoğlu Tiyatrosu‘nun Tamamla Bizi Ey Aşk! oyununu, 17. Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali‘nin üçüncü oyunu olarak Özgürlük Parkı Açık Hava Sahnesi‘nde izledim. Böylelikle festivalin ilk üç gününü firesiz kapatmış oldum. Darısı diğer günlerin başına.
Tamamla Bizi Ey Aşk!, Ali Poyrazoğlu’nun Tamamla Bizi Ey Aşk ve Bir Sen Kaldın Yalnızlık Gelince isimli kitaplarından tiyatro sahnesine uyarladığı bir oyun. Poyrazoğlu kaynak olarak yalnızca kendi metinlerini kullanmamış elbette. Bunların yanında Jacob Levy Moreno‘nun psikodrama ve grup terapisi konulu kitaplarından çeşitli okumalar yapmış ve ortaya bir grup terapisi kisvesine bürünmüş tek perdelik bir oyun çıkarmış.
Oyun, Ali Poyrazoğlu’nun canlandırdığı Mahmut ve Güneş Berberoğlu’nun canlandırdığı Papatya çiftinin 22 senedir süren birlikteliklerinin maruz kaldığı monotonluğu ve evlilik terapisi yoluyla bu monotonluğa buldukları çözümleri eğlenceli bir dille anlatıyor. 22 sene sonunda aralarında konuşacakları hiçbir şey kalmamış olan çift, Papatya’nın ısrarıyla namı dillere destan bir evlilik terapistinin yolunu tutuyorlar. Bu süreç bu kadar pürüzsüz gerçekleşmiyor tabii. Patriarkal bir aile yapısına sahip oldukları için Mahmut’u kendinde bir sorun olabilme ihtimaline ikna etmek epey zaman alıyor. Nihayetinde birkaç seans sürecek grup terapilerine katılmaya başlıyorlar. Terapiyle birlikte izleyici de hikâyeye dahil ediliyor. Aslında tüm izleyiciler o akşam terapiye gelmiş danışanlar oluveriyor bir anda. Kaba saba bir adam olarak tasvir edilen Mahmut karakteri, sahne ışıkları açıldığında izleyiciler arasında dolaşmaya, patavatsızca onların ilişkilerindeki detayları öğrenmeye çalışıyor. Oyun boyunca da izleyiciyle olan iletişimi sürüyor. Bu yönüyle meraklısı için interaktif bir oyun olduğu söylenebilir Tamamla Bizi Ey Aşk!’ın.
Ben sınırları belli, yalnızca sahne üzerinde yaratılan dünya içinde oynanan oyunlardan daha fazla keyif alıyorum. O yüzden izleyicinin dahil edildiği interaktif ve doğaçlama tiyatro oyunlarına mesafeliyim. Kadıköy Tiyatro Festivali’ne katılım göstermemin en büyük nedenlerinden birisi de sezon içerisinde önceliğim olmayan, izlemeye cesaret edemediğim farklı türleri benimle tanıştırması. Şöyle kısaca geçmiş senelere dönüp baktığımda ilk doğaçlama oyunumu da, ilk grotesk oyunumu da, ilk Commedia Dell’Arte oyunumu da bu sahnede izledim ve bundan ziyadesiyle memnunum.
Festival programındaki Açık Aile ve Tamamla Bizi Ey Aşk! oyunlarının arka arkaya gelmesinin pek tesadüf olduğunu sanmıyorum. Öyleyse de izleyici için büyük bir şans olmuş. Konuları itibarıyla birbirilerini besler nitelikte olan bu iki oyun, kadın – erkek ilişkilerine farklı olaylar üzerinden bakıyor. Birinde ilişkilerindeki monotonluğu farklı insanlarla gidermeye çalışan bir aile varken diğerinde bu sorunla ilgili bir profesyonel yardım alan bambaşka bir aile var. Fakat günün sonunda iki oyunun da izleyicisinde dokunduğu yer hemen hemen aynı. 2014 yazıydı sanıyorum. Yine bu sahnede Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nun Babam 9 Doğurdu oyununu izlemiştim. Dün eve dönerken aklımda beş sene önceki oyunda kullanılan bir George Bernard Shaw alıntısı vardı.
Mutlu bir aile erken cennettir.
Tamamla Bizi Ey Aşk! sudan sebeplerle çatırdamakta olan bir ilişkinin dönüşümüne şahit ediyor izleyiciyi. Hayat olağan akışında sürerken farkında olmadan yapılanlara veya yapılmayanlara örnek bir ilişki üzerinden dikkat çekiyor. Ali Poyrazoğlu, Güneş Berberoğlu ve Melih Ekener‘in oyunculuklarıyla keyifli bir 120 dakika vadediyor.
Son bir not olarak oyunun afişlerinden festival programına kadar her yerde Papatya rolünü Şebnem Özinal‘ın oynadığına dair bir bilgi var. Sanırım yakın zamanda bir oyuncu değişikliği olmuş. Güneş Berberoğlu’nun yer aldığı herhangi bir fotoğraf bulamadığım için ben de eski fotoğrafları kullanıyorum bu günlükte.
Yazan ve Yöneten: Ali Poyrazoğlu
Oynayanlar: Ali Poyrazoğlu, Güneş Berberoğlu, Melih Ekener
Süre: 2 saat (Tek perde)