Yaklaşık okuma süresi: < 1 dakika

Oyunda bir anarşistin emniyet müdürlüğündeki sorgusu sırasında sözde kaza sonucu ölmesi ve bu olaydan sonraki gün emniyet müdürlüğünde sorgulanan bir akıl hastasının kendi yöntemleri ile bu sözde kazanın üstüne gitmesi canlandırılıyor. Anarşistin ölmesinden sonra olayı incelemek için emniyet müdürlüğüne gelmesi gereken müfettişin yerine geçen akıl hastası, olayı aydınlatmak için emniyet çalışanlarına bir yandan soğuk terler döktürürken bir yandan da onları aklamak için yanlarında olduğunu hissettirmeye çalışarak işleri karmaşıklaştırıyor.

Son izlediğim oyunlar arasında en fazla keyif alarak izlediklerimden oldu diyebilirim. Oyundaki oyuncuları daha önce hiçbir yerde izlememiştim. Oyun sonundaki alkışlardan da anlaşılacağı üzere çoğu kişi gibi benim de en çok beğendiğim, oyun boyunca yorulmak nedir bilmeyen akıl hastası rolünü oynayan Ali Eyidoğan oldu. Akıl hastasının manik halleri hem emniyet müdürlüğünde sorgulandığı sırada hem de emniyet müfettişinin yerine geçtiği sahnelerde fazlaca güldürdü.

Oyun başından sonuna kadar yüksek bir tempoda ve mizahi bir dille devam ediyor. Oyunda Gezi Parkı olaylarından, yolsuzluk davalarına kadar gündem olaylarına da çok ince göndermeler yapıldı. Devlet Tiyatroları’nın web sitesindeki açıklamada da yazdığı gibi oyun, yargı-adalet kavramlarını ve bürokrasideki çıkar ilişkilerini ele alıyor. Oyun herhangi bir hikaye gibi değil de Türkiye’deki gündem olayları ile oyun içerisindeki sahnelerin bağlantıları kurularak izlendiğinde çok daha fazla keyif verebilir.

Oyun şu sıralar hala Cevahir AVM içerisindeki salonda sahnelenmeye devam ediyor. Mizah özellikle kara mizah sevenlerin kaçırmaması gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum.