İzledim: Sessizliğin İçinden

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaSessizliğin İçinden oyununu geçtiğimiz sezondan bu yana fırsatını bulup izlemek için takip ediyordum. Fakat İstanbul Devlet Tiyatrosu oyunlarının büyük bir çoğunluğu sezon içerisinde belli başlı sahnelerde oynanıyor. Bazı oyunlar bazı sahnelere hiç uğramadan sezonu bitiriyor. Bu nedenle Sessizliğin İçinden ve benzeri birkaç oyunu izleme imkanım olan salonlara gelmediği için izleyemiyorum. Bu oyunu izlemem ise biraz beklenmedik şekilde oldu. Oyunu izlediğim tarihte Kozyatağı Kültür Merkezi‘ndeki salonda Sevgili Hayat oyunu oynanacaktı. Oyuncu rahatsızlığı nedeniyle o oyun iptal olunca yerine Sessizliğin İçinden’in sahneleneceği duyuruldu. Öylelikle ben de bir gün öncesinden biletimi alıp, ertesi gün oyunu izlemiş oldum.

Mark Medoff‘un kaleme aldığı oyun işitme engellilere eğitim veren bir okulda yeni görev yapmaya başlayan James Leeds isimli bir öğretmenin öğrencilerinden Sarah ile olan ilişkisini konu alıyor. James göreve başladığı kısa süre içerisinde okuldaki tüm öğrencilerin sevgisini kazanıp, eğitimlerine hevesli bir şekilde devam etmelerini sağlıyor. Fakat Sarah isimli kızla bir türlü iletişim kurmayı başaramıyor. Aslında okuldaki diğer öğrenciler gibi eğitimini tamamlaması gerekirken, Sarah okulda temizlik görevlisi olarak çalışıyor. James’den önceki tüm öğretmenlerden dudak okuma dersi almayı reddettiği için de insanlarla yalnızca işaret dilini kullanarak iletişim kuruyor.

Sarah’taki bu farklılığın kısa sürede ayırdına varan James onunla tüm geri çevirmelerine rağmen özel olarak ilgilenmeye başlıyor. Bu ilgi kısa sürede Sarah’ı okuldan ayırıp James ile beraber yaşayacak bir ilişkiye götürüyor. Sarah okuldan ayrıldıktan sonra oyundaki tabiri ile bir işiten gibi yaşamaya, onların dertleri ile hemhâl olmaya başlıyor. Sarah’nın hayatında bunlar olurken okuldaki arkadaşları kendi haklarını savunacak, sosyal hayatın içerisine çok daha kolay adapte olmalarını sağlayacak bir dizi resmi bildiri hazırlama telaşına düşüyorlar. Onlara bu konuda en büyük desteği verecek kişinin ise Sarah olduğunu düşüyorlar, artık bir işiten gibi yaşadığı için.

Oyun süresi boyunca aslında tek bir sorunun cevabını arıyor. İşiten birisi işitmeyenlerin davasında ne kadar söz sahibi olabilir?

Hem izleyiciler hem de oyuncular açışından zor bir oyun olduğu kanaatindeyim Sessizliğin İçinden’in. Oyuncular oyundaki karakterlerle işaret dili ve dudak okuması yaparak anlaşırlarken biz işaret dili bilmeyenler için ise söylediklerini ayrıca seslendirmek durumunda kalıyorlar. Kısa ve basit diyaloglarda bu kolay görünürken oyunun tempo olarak çok yükseklere çıktığı anlarda izleyici ve oyuncu açısından zor ve karmaşık bir hal alıyor.

Oyun hazırlanırken Türkiye İşitme Engelliler Konfederasyonu ile beraber bir çalışma yürütülmüş. Oyunun Türk İşaret Dili danışmanlığını yine aynı konfederasyonun başkanı olan Orkun Utsukarcı yapmış. Onun dışında beş farklı eğitmenle daha oyuncuların oyuna hazırlanmaları sağlanmış.

Sessizliğin İçinden ilginç bir deneyim oldu benim için. Sahne üzerinde ilk defa işaret dili ile iletişim kurarak oynayan oyuncular izledim. Derdine dikkat çekme konusunda oyunun etkili olduğunu düşünüyorum. Fakat oyunu izlerken bir şeylerin eksikliği kendini hissettiriyor. Sanıyorum bu oyunun “İşiten birisi işitmeyenlerin davasında ne kadar söz sahibi olabilir?” sorusunun cevabına çıkıyor. İzleyiciler olarak oyunu 1 buçuk saatlik sürede hakikatle bağdaştırsak da aslında o oyuncuların işiten insanlar olduğunu biliyoruz. Belki o oyunu tamamı işitmeyen insanlardan oluşan bir ekip oynasa ve biz de ayrıca konuşulmasına gerek kalmadan işaret dili ile oyunu anlayabilsek sessizliğin içine çok daha fazla dahil olmuş olacağız. Aksi taktirde bir ironinin kıyılarında dolaşmaktan öteye gitmeyecek yaptığımız.

İşaret dilinde alkış kolları havaya kaldırıp, elleri sağa sola çevirerek yapılıyormuş. Bunu da oyunun selamlama kısmında öğrendim.

OYUN KÜNYESİ
Yazan: Mark Medoff
Çeviren: Beyhan Karadağ
Yöneten: Faik Ertener
Oynayanlar: Ebru Aytürk, Cem Zeynel Kılıç, Müge Mertson, M.Coşkun Ülgen, Tuncay Koçal, Canan Maktal, Elvan Boran, Yasin Yiğit, Bingül Utsukarcı, Side Balaban, Zehra Gül Yiğit, Gizem Gür
Türk İşaret Dili Danışmanı: Türkiye Sağırlar Konfederasyonu Başkanı Orkun Utsukarcı
Türk İşaret Dili Eğitmenleri: Selda Işıktaş Yıldız, Zehra Gül Yiğit, Bingül Utsukarcı, Yasin Yiğit, Buse Yörükoğlu
Süre: 1 saat 40 dakika (2 perde)