Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika

Bir önceki günlüğü yazarken, bu sezon içerisinde izlediğim oyunları tek tek gözden geçirme imkanım oldu. Genel olarak izlediğim oyunların çoğunu geçen seneden gittiğim, bildiğim sahnelerde izlemişim. Geçen sene gidip de bu sene gitmediğim tek sahne Oyun Atölyesi olmuş. Aslında izlemek istediğim Nehir ve Kim Korkar Hain Kurttan gibi oyunlar var Oyun Atölyesi’nde sahnelenen. Fakat bu sene için fırsat olmadı, umarım önümüzdeki seneye. Geçen senelerden farklı olarak bu sezon 3 yeni sahnede oyun izlemişim. Craft Tiyatro, Tatbikat Sahnesi ve Moda Sahnesi.

Craft Tiyatro

İstanbul’da hem Anadolu hem de Avrupa yakasında sahnesi olan Craft Tiyatro’nun Anadolu Yakası sahnesi, Kadıköy’de Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın hemen yanında, üç katlı bahçeli, tarihi bir binada yer alıyor. Geçtiğimiz sezonlarda Garaj ve Kalp Düğümü gibi adından çokça söz ettiren oyunlar sahneye koyan Craft Tiyatro’da ben Taşlar ve Personel oyunlarını izledim. Bu oyunlara, başlama saatlerine çok az zamanlar kala gittiğimden fuayesinde vakit geçirme imkanım pek olmadı. Onun yerine bahçesinde oyun saatini bekledim. Diğer izleyicilerden de gözlemlediğim, kapalı fuaye ve kafe alanının bahçeye göre küçük olmasından dolayı bahçe daha çok tercih edildiği.

Oyuncular ile izleyicilerin iç içe olduğu samimi bir sahneye sahip Craft Kadıköy. İhtişamlı salonlardan ziyade, Craft Kadıköy veya Üsküdar Stüdyo Sahne gibi ufak ama daha hissiyatlı ya da birazdan bahsedeceğim Tatbikat Sahnesi gibi izleyiciye farklı seyir deneyimleri yaşatan sahnelerde izlediğim oyunlardan aldığım keyif daha fazla oluyor. Yeni sezonda Craft’da izlemek için şimdiden aklımda olan oyunlar ise Kalp Düğümü ve Garaj.

Moda Sahnesi

Kadıköy, Moda’da bulunan sahnede Bira Fabrikası, Hamlet ve Köpek, Kadın, Erkek oyunlarını izledim. Eski Moda Sineması içerisinde oyunculardan, yönetmenlere, tasarımcılardan, gişe sorumlularına kadar birçok kişinin bulunduğu bir grubun el birliği ile kültür merkezi haline getirilmiş. Sinema olarak faaliyet gösterirkenki halini hatırlayabiliyorum. Girişinde köhne, plastik bir bilet gişesi ve bir çay ocağı vardı. Ama şimdiki hali o zamanlarını anımsayanlar için tanınmayacak halde. Tabii ki olumlu anlamda. İçerisinde gişe filmlerinden ziyade çoğu bağımsız olan filmlerin gösterildiği sinema salonu, küçük ve büyük iki tane sahne ve konser alanına dönüşebilen büyükçe bir fuaye içeriyor. Üst katındaki sahaflardan aldığınız kitapları kafesinde okuyarak oyun saatine kadar keyifli vakit geçirilesi bir yer. Bunu ben de henüz yapabilmiş değilim ama yeni sezon için aklımda. Yine yeni sezonda burada izlemeyi düşündüğüm oyunlar ise Roberto Zucco ve Parkta Güzel Bir Gün.

Tatbikat Sahnesi

Beşiktaş’ta, Melodi Pasajı’nda bulunan Tatbikat Sahnesi’ne ilk defa Bir Delinin Hatıra Defteri’ni izlemek için gittim. Daha sonra da Nihal Yalçın’ın oynadığı Antabus’u izlemek için.  İki oyundan da çıkıp eve dönerken, son birkaç saatte gördüklerimin etkisi hala üzerimdeydi. Eve döndüm, üstünden aylar geçti, bu zaman zarfında birçok farklı oyun izledim, ama hala bu günlüğü yazarken bile aynı hisleri yaşıyorum.

Tatbikat Sahnesi, Melodi Pasajı’nın içerisinde ayrı bir yaşam alanı gibi. Pasajın hemen girişindeki Tatbikat Sahnesi tabelası, ikinci kata merdivenlerden çıkarken varolan heyecanınızı katlamaya yetiyor. Şimdiye kadar gördüğüm en şık fuayeye sahip sahnede, koltuklardan kapıların üstündeki isimliklere kadar her şey Tatbikat Sahnesi’nin renkleri sarı ve siyahtan oluşuyor. Duvarlardaki oyun afişleri, oyunlardan fotoğraflar, izlemeye geldiğiniz oyun başlamadan sizi görsel olarak bir doyuma ulaştırıyor. Ve oyun saati geldiğinde, sahne. Her oyun için, oyunun dekor yapısına göre farklı şekilde konumlanan koltuklar. Burada izlediğim ikinci oyunda en çok şaşırdığım bu olmuştu. İlk defa izlediğim bir oyunda, oyuncunun nereden sahneye gireceğini kestirememiştim. Yeni sezonda burada izlemeyi düşündüğüm oyunlar ise Mezarsız Ölüler (Geçtiğimiz sezon yalnızca Ankara Tatbikat Sahnesi’nde oynanmıştı. Umarım yeni sezonda İstanbul’a da gelir.) ve Woyzeck Masalı.