İzledim: Aldatma

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaİstanbul Şehir Tiyatroları‘nın bu sene sahnelenmeye başlayan Harold Pinter’in Aldatma oyununu Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izledim. Aslında oyunu Kasım ayı içerisinde, prömiyerinden çok kısa bir zaman sonra izleyecektim fakat yaşadığım sağlık sorunları nedeniyle biletini de almış olmama rağmen oyuna gidemedim. Aralık ayı programında oyunu tekrar Kadıköy’de görünce biletimi alıp, oyun gününü beklemeye başladım.

Oyun, iki yakın arkadaş olan Jerry, Robert ve Robert’ın eşi Emma arasında geçen bir aşk üçgeni içerisinde kadın – erkek ilişkilerinden aile ve ihanet kavramlarına kadar birçok insana dair konuyu ele alıyor. Jerry ve Emma’nın “yasak” ilişkilerinin bitmesinin üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra Emma’nın teklifi ile bir kafade görüşmeleri ile başlıyor oyun. İkili buradaki sohbetleri sırasında kendi geçmişlerinden ipuçları veriyor bize. Hikayelerini tam olarak öğrenememiş olsak da yaşadıkları hakkında fikir sahibi oluyoruz. Derken zaman tersine akmaya başlıyor. Biz Emma’nın seneler sonra Jerry ile buluşmasına neden olan geceden başlayarak, ilişkilerine nasıl başladıkları, bu kararı nasıl verdikleri, Emma’nın eşi Robert’in bu ilişkiden haberdar olup olmadığı, Jerry ile olan arkadaşlık ilişkilerini nasıl etkilediği gibi detayları tersine bir kronolojik sırayla öğrenmeye başlıyoruz.

Oyunda Jerry yetenekli yazarların peşinden koşan, onları bulup insanlara tanıtan bir yetenek avcısı olarak çıkıyor izleyici karşısına, Robert ise bir yazar olarak. Bu nedenle oyunda, özellikle bu ikilinin diyaloglarında yeni çıkan kitaplardan, bunların eleştirilerinden ve yazarlardan çokça söz ediliyor. Bu kişisel olarak ilgimi çeken bir konu olduğu için oyunun bu bölümlerinde kendimi bir yazar söyleşinin izleyicisi gibi hissederek oldukça keyif aldım.

Aldatma oyunu, yalnızca bir aldatma hikayesi özelinde değil ikili ilişkilerde baskın olarak üstünlük kurma ve hırs gibi insani konularda da birçok önemli noktaya değiniyor. Bu nedenle sosyal ve her daim güncel içerikli bir oyun olarak nitelendirilebilir. Oyunun yönetmeni Ahmet Levendoğlu da oyun kitapçığındaki açıklamasında bu konuya değiniyor. Aldatma oyunu Türkiye’de ilk defa bundan 26 yıl önce Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay‘ın kuruculuğunu üstlendiği Tiyatro Stüdyosu çatısı altında sahnelenmiş. Bugün Şehir Tiyatroları’ndaki oyunda hala Haluk Bilginer’in o yıllarda yaptığı çeviri metni kullanılıyor. Oyunun yönetmeni Levendoğlu, ilk sahnelenen Aldatma’nın da yönetmeni aynı zamanda. O nedenle oyunla ilgili en içeriden bakan gözlerden birisi olarak şunları söylüyor: “Pinter’in insanoğlu denen varlığı ölçüp biçişi, tartışı, zaman uzam sınırlarına yenik düşecek türden değildir ve o nedenledir ki Aldatma, belki çeyrek yüzyıl öncesinden de fazla, insanı aydınlatıyor, insan için.

Oyunun beğendiğim yanlarından birisi de oyun esnasında barkovizyondan gösterilen çizimlerdi. Bu çizimler oyunun her dekor değişimi ile birlikte içerisinde bulunulan mekana göre değişti. Üzerinde yazan tarihler de oyunun ters akan zamanını, oyundan kopmadan takip edebilmemizi sağladı.

İzlediğim oyunlarda defalarca karşılaştığım için nedenini artık net olarak tanımlayabildiğim, izleme esnasında beni huzursuz eden bir durum var. Güldürü öğeleri içermeyen oyunlarda geçen bir diyaloğun izleyici tarafından güncel farklı konularla ilişkilendirilerek yanlış anlaşılmasıyla veya özellikle sahnede kendinden oluşmayan, yapay bir diyalog, jest veya mimiğin neden olduğu kitlesel bir gülme. Kısacası konusu güldürü olmayan oyunlardaki anlık gülmeceler oyunun belki bir saat boyunca üstümde bıraktığı etkiyi saniyeler içerisinde yerle yeksan ediyor. Aldatma oyununda Direnç Dedeoğlu‘nun canlandırdığı garson karakterinin dahil olduğu sahneler de aynı hissi yaşattı bana. Konuşması ve tavırları oyundaki diğer karakterlere göre farklı bir kültürde yaşadığının ayırdına varmamızı sağlarken, aşırı büyük tepkileri tüm salonda uzun gülmelere neden oldu.

Özetle kişi, zaman ve mekandan bağımsız insana dair dertleri olan, kişisel olarak da beğendiğim bir oyun oldu Aldatma.

OYUN KÜNYESİ
Yazan: Harold Pinter
Çeviren: Haluk Bilginer
Yöneten: Ahmet Levendoğlu
Oyuncular: Burak Davutoğlu, Direnç Dedeoğlu, Gökçer Genç, Şebnem Köstem