İzledim: Seneye Bugün, Hayat Der Gülümserim, Öldün, Duydun mu?

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika Seneye Bugün İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Seneye Bugün oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘ndeki Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi‘nde izledim. Gencay Gürün tarafından çevrilen Kanadalı yazar Bernard Slade‘in metni Celal Kadri Kınoğlu rejisiyle sahneleniyor. Oyunun rollerini ise yine Celal Kadri Kınoğlu, Gerçek Alnıaçık ve Ebru Demirdöven Şatıroğlu paylaşıyor. Oyunun tanıtım sayfasında Osman Tunca Soysal‘ın da bir rolü olduğu gözüküyor ama oyunda yer almıyordu. Sanıyorum onun rolünü de Ebru Demirdöven Şatıroğlu canlandırdı. Oyun, türlü tesadüfler sonucu yolları evlerinden epey uzaktaki bir otelde kesişen George ve Doris’in hikâyesini konu alıyor. İkisi de evli ve çocuklu olan George ve Doris, bu otelde bir ilişki yaşamaya […]

Devamı  


İzledim: Bay Z., Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, Alnıtemiz Stand Up

Yaklaşık okuma süresi: 2 dakika Bay Z. İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Bay Z. oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘nde izledim. Bülent Usta‘nın kaleme aldığı oyunu Atilla Şendil sahneye koymuş. Oyun, bir şirkette yapılan usülsüzlüğü gözünden kaçırdığı düşünülen dört denetçinin, şirketin patronu Bay Z. tarafından nevi şahsına münhasır yöntemlerle soruşturulmasını konu alıyor. Oyunun konusundan sahne tasarımına kadar her şey kaçınılmaz olarak bana Jordi Galceran‘ın Grönholm Metodu oyununu anımsattı. Oyuncuların hepsini sahnede ilk defa izledim. Daniel Morrison rolündeki Ali Çelik, oynadığı müstehzi karakterinin de etkisiyle aralarında en beğendiğim oldu. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin oyununu Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi‘nde izledim. Murat Mahmutyazıcıoğlu‘nun metni, yine […]

Devamı  


İzledim: Çın Sabahta

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın Çın Sabahta oyununu dün akşam Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izledim. Hastalık Hastası ve Macbeth‘den sonra bu sezon izlediğim üçüncü İstanbul Şehir Tiyatroları yapımı oldu. Nezihe Meriç‘in Çın Sabahta metnini Hülya Karakaş sahneye koymuş ve aynı zamanda Ayşe Günyüz Demirci ile birlikte oynamış. Yanlış hatırlamıyorsam iki oyuncuyu da sahne üzerinde ilk defa izledim. Nezihe Meriç, Çın Sabahta oyununda dertleriyle hemhâl olan iki kadının hikâyesini anlatıyor. İlk bakışta birbirine pek benzemez gözüken dertleri, hayatları hakkında öğrendikleri küçük detaylarla birlikte ortaklaşmaya başlıyor. Bunu fark ettikleri andan itibaren de aralarında ne sosyal ne de kültürel bir fark kalıyor. Konuştukça çıplaklaşıyorlar ve […]

Devamı  


İzledim: Macbeth

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın Macbeth oyununu dün akşam Üsküdar Musahipzade Celâl Sahnesi‘nde izledim. 2017 senesinin mart ayında aynı oyunu aynı sahnede izlemek için niyetlenmişim fakat biletini dahi almama rağmen gidip izleyememişim. Bunun gibi geç buluşmalara biraz üzülüyorum. Oyundan alacağımı -müspet veya menfi olarak- ertelediğimi hissediyorum. Neyse ki henüz repertuvardayken izleyebildim oyunu. William Shakespeare‘in metni, Sabahattin Eyüboğlu çevirisi ve Ulviye Karaca rejisiyle sahneleniyor İstanbul Şehir Tiyatroları bünyesinde. Oyunla ilgili söyleyeceğim ilk şey bir uyarlama olduğu. Oyun açıklamasında geçirilen tek kelime haricinde bunun üzerinde çok fazla durulmuyor. Oyun ne ismi ne afişi ne de künye bilgileriyle bir uyarlama olduğunun ipucunu izleyiciye veriyor. Ulviye […]

Devamı  


İzledim: Hastalık Hastası

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın Hastalık Hastası oyununu dün akşam Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izledim. Bir dönem -2015 ila 2018 arası- Haldun Taner Sahnesi’nde yoğun bir şekilde oyun izledim. Fakat bir süre sonra hem kurumun sahneye koyduğu yeni oyunların beni tatmin etmemesi hem de kimi oyunların çevredeki diğer sahnelerde sahnelenirken burada sahnelenmemesi hasebiyle yolum daha seyrek düşmeye başladı. Son olarak geçtiğimiz mart ayında Vahşi Batı oyununu izlemek için gitmiş Haldun Taner Sahnesi’ne. Hastalık Hastası, Moliere’in bir oyunu. Ana karakteri Argan‘ın kendini sürekli hasta hisseden bir hipokondriyak olması ve bu yüzden kızını evlendirmek gibi ciddi kararlarında dahi hastalığını göz önünde bulundurarak kararlar vermesi […]

Devamı  


Yeni Sezon Başlarken

Yaklaşık okuma süresi: 2 dakika Geçtiğimiz sezonun son oyununu haziran ayı başında Oyun Atölyesi’nde izlemiştim. Hemen akabinde bu sene bir ay geriye çekilen 17. Kadıköy Tiyatro Festivali ile sürdü izlemecilik maceram. Sessiz geçen ağustos ve eylül aylarından sonra ise nihayet tiyatroların yeni sezon programları duyurulmaya başlandı. Sezonun ilk ayı için fena olmadığını düşündüğüm bir seyir programı yaptım kendime. Dört oyun ve bir stand up gösterisinden oluşuyor. İzledikçe sıcağı sıcağına günlüklerini yazmaya çalışacağım. Şimdi, heyecanlı olduğu denli keyifsiz bir süreç başlıyor, beklemek. Yeni Bir Şarkı (Moda Sahnesi) Marguerite Duras’ın Yeni Bir Şarkı (La Musica Deuxieme) oyununu Kemal Aydoğan yönetirken rollerini Melis Birkan ve Caner Cindoruk canlandırıyor. […]

Devamı  


İzledim: Vahşi Batı

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın yeni sahnelemeye başladığı oyunlardan biri Vahşi Batı. Dün akşam ikinci temsilini Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izleme şansı buldum. Kurumun son zamanlarda izlediğim oyunlarından bir sebeple memnun ayrılmıyorum. Bu memnuniyetsizlik, öncesiyle ve sonrasıyla birlikte oyunlara ayırdığım vakitleri sorgulamaya kadar itti beni. Repertuvar değişene, yeni oyunlarla çeşitlenene kadar kendime yaptığım aylık seyir programlarında çok daha az yer vermeye karar verdim İstanbul Şehir Tiyatroları oyunlarına. Fakat umutsuzca incelediğim mart ayı programında gördüğüm Vahşi Batı, oyuncu kadrosundan dolayı izlemeyi reddedemediğim bir oyun oldu. Vahşi Batı, Amerikan yazar Sam Shepard‘ın bir oyunu. Yıldırım Türker çevirisiyle sahneleniyor. Oyunun yönetmeni Ergun Üğlü. Oyuncu kadrosunda […]

Devamı  


İzledim: Uzlaşma

Yaklaşık okuma süresi: 4 dakika İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın Uzlaşma oyununu geçtiğimiz cuma akşamı Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi‘nde izledim. Önceki sezonlarda gediklisi olduğum Haldun Taner Sahnesi, bu sene yerini Musahipzade Celal Sahnesi’ne bıraktı benim için. Şahsi bir tercihim değil. Sezon başından bu yana Haldun Taner Sahnesi’nin programında daha önce izlediğim oyunlar yer aldığı için alternatif bir sahne arayışına girdim. Girdim girmesine ama İstanbul Şehir Tiyatroları oyunlarını izleyebilmek için harcadığım eforun karşılığını alıp almadığımı düşünmeye başladım bu sene. Çünkü son izlediğim birkaç oyun gibi Uzlaşma da beni doyurmayan bir oyun oldu. Chloe Lambert‘in oyunu, Anna ve Pierre isimli bir çiftin ayrıldıktan sonra çocukları ve birbirleriyle ilişkilerini tesis etmek […]

Devamı  


İzledim: Can Yeleği

Yaklaşık okuma süresi: 4 dakika Can Yeleği, İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın bir oyunu. Önceki akşam Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi‘nde izleme fırsatı buldum. Bu sahnede izlediğim ikinci oyun oldu Can Yeleği. İlki geçtiğimiz sezon başında izlediğim Oyunun Oyunu‘ydu. Gönül Kıvılcım‘ın kaleme aldığı tek kişilik oyunu Nihat Alpteki yönetiyor. Geç Kalanlar oyununda beraber çalıştığı Elçin Atamgüç ile çalışmış bu oyunda da Nihat Alpteki. Can Yeleği, zamansız ve mekânsız bir mültecilik hikâyesi. Kendi dünyalarında bahtiyar bir hayat yaşayan öğretmen bir anne, mühendis bir baba ve iki çocuktan oluşan bir ailenin savaşla birlikte yerle bir olan düzenlerini ve meşum sonlarını konu alıyor. Nihat Alpteki sınırlar üzerinden bir oyun kurmuş. Turistik […]

Devamı  


İzledim: Matruşka

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika Matruşka, İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın geçtiğimiz sezon sonlarına doğru sahnelemeye başladığı bir oyun. Önceki cuma akşamı haftayı kapatırken Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izledim. Tuncer Cücenoğlu‘nun kaleme aldığı oyunu Bora Seçkin yönetiyor. İki kişilik oyuncu kadrosuna sahip bir yapım. Oyunun rollerini Cem Karakaya ve Derya Yıldırım paylaşıyor. Bir çiftin hikâyesi özelinde kadın – erkek ilişkilerini irdeleyen, bir nevi bulduğu boşluklara çomak sokmaya çalışan bir oyun Matruşka. Bir yalan etrafında şekillenen ve sonrasında bu yalanın ayyuka çıkmasına rağmen devam ettirilmesi tercih edilen bir ilişkiyi konu alıyor.  İki kadın arasında sıkışıp kalan bir erkek ve ikinci kadın olmayı binbir güçlükle de olsa kabullenebilmiş bir […]

Devamı