Yaklaşık okuma süresi: 2 dakikaİstenmeyen oyununa, festivaldeki diğer oyunlara göre nispeten daha az izleyici katılımı oldu. Oyun günü havanın kapalı olmasının ve gün içerisinde yağan sağanak yağışların izleyicilerin aklına oyunun iptal olabilme ihtimalini getirdiği için böyle olduğunu tahmin ediyorum. Özellikle Avrupa Yakası’ndan gelen izleyiciler için salona geldikten sonra oyunun iptal olduğunu öğrenmek oyunun ismi ile müsemma istenmeyen bir durum olacaktır. Oyun dekorunun hareketli olmasından dolayı zaman zaman esen şiddetli rüzgarlar oyuncuları zor durumda bıraksa da oyunun temsili aksamadan yapıldı.
Üç kişilik bir oyuncu kadrosu olan oyun, Türkiye, Mısır ve Amerika’dan kesitlerle sahneleniyor. Oyunun ufak ama hareketli dekoru sayesinde bu geçişler hızlı bir şekilde yapılıyor. Oyunda kardeş olan Barış ve Bahar’ın arası, Barış’ın üniversite öğrenimi için Amerika’ya gideceği sırada çıkan maddi anlaşmazlıklar sonucu bozuluyor. Anlaşmazlıkların sonunda Barış yine Amerika’ya gidiyor fakat istediği hayatı yaşayamıyor. Bir takım imkansızlıklar yaşadıktan sonra tekrar Türkiye’ye dönüyor ve ablası Bahar’ı evlenmiş, bir çocuk sahibi olarak buluyor. Üstelik Bahar’ın pilot olan Mısır’lı eşini de kendi evlerine yerleşmiş olarak. Mısır’da çıkan iş karışıklıklar nedeni ile Türkiye’de yaşamaya karar veren Bahar ve eşi Türkiye’nin de yavaş yavaş Mısır’a benzemesi ve Barış’ın beraberinde getirdiği belirsizlikler neticesinde tekrar geleceklerini düşünmeye başlıyorlar.
Oyunun konusunu ve oyuncuların performansını bireysel olarak çok beğendim. Oyunun üstüne tekrar düşündüğümde de aklıma olumlu şeyler geliyor yalnızca. Fakat oyun esnasında neden bilmiyorum bir türlü oyuna veremedim kendimi, sürekli dikkatim dağıldı. Birkaç defa kendimi sahne dışında yerleri izlerken yakaladım. Oyunun temposu yavaş olduğundan özellikle sahne geçişlerinde gözüm ister istemez sahne dışına kaydı. Fırsatım olursa oyunu sezon içerisinde kapalı bir salonda tekrar izlemek istiyorum.
Dediğim gibi oyunun temposu festivalin diğer oyunlarına göre yavaştı. Açık hava seyircisinin çok fazla hoşuna gitmemiş olacak ki bu durum, oyunun her boşluğunda üçer beşer salondan çıkmaya başladı izleyiciler. Festival programı günler öncesinden belli olmuştu. Yani izleyiciler ne izleyeceklerini bilmeden gelmiyorlar salona ya da programdakinden farklı bir gösterim ile karşılaşmıyorlar geldiklerinde. Kaldı ki salon dışarısında dağıtılan el bröşürleri bile oyunlar hakkında fikir sahibi olunabilmesini büyük ölçüde sağlıyor. Buna rağmen her sene benzer durumlar yaşanıyor. İzleyiciler oyundan önce salona giriyor, oyunun bir bölümünü izleyip, beğenmediklerine kanaat getirerek tüm oyuncuların ve izleyicilerin dikkatini dağıtarak salondan çıkmaya çalışıyorlar.
Yazan: Uğur Gülce, Ceren Ercan
Yöneten: Ceren Ercan
Oynayanlar: Gülce Uğurlu, Bedir Bedir, Deniz Celiloğlu