Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaFestivalin en merakla beklediğim oyunuydu, İstibdat Kumpanyası. Nedenlerinden detaylı olarak şuradaki günlükte fazlaca bahsetmiştim. Özellikle Levent Üzümcü’yü sahnede izlemek istiyor fakat oynadığı bir oyuna rast gelemiyordum. Sezon içerisinde izleyemediğim oyunu, festival programında görünce de çok sevinmiştim. Oyun günü geldi, Özgürlük Parkı’daki amfi tiyatronun önündeki giriş sırasında yerimi aldım. Oyuna izleyiciler tarafından çok büyük bir ilgi vardı. İki senedir Kadıköy Tiyatro Festivali’nde sahnelenen oyunlara gidiyorum. Her oyun için hemen hemen aynı saatlerde giriş sırasında olmama rağmen ilk defa sıranın bu kadar gerilerindeydim. Açıkçası bir ara içeri giremeyecek miyim acaba diye de aklımdan geçirmeden edemedim. Oyunlar ücretsiz ve davetiyesiz olunca salon dolduğu zaman içeri alınamama gibi tatsız durumlar yaşanabiliyor. Bu nedenle oyunlara gitmek isteyenlere en geç bir saat öncesinden amfi tiyatronun önünde olmalarını salık verebilirim.
Oyuna döneyim tekrar konuyu çok fazla dağıtmadan. Oyun İstibdat Dönemi’nde geçiyor. Yani II. Abdülhamit’in baskıcı döneminde. II. Abdülhamit’i tahttan indirmek ve yerine geçmek isteyen Şeref Paşa bunu tiyatro ile gerçekleştirmek istiyor. Abdülhamit’i iğneleyen bir oyun hazırlatmak üzere Fransa’da Samuel Efendi ve suflözünü getirtiyor. Ve bir de oyun seçiyor sahnelenmesi için, Cyrano de Bergerac. Seçtiği oyunun başrolündeki karakterin fiziksel özelliklerinin padişah ile benzerlik göstermesini lehine kullanmak istiyor Şeref Paşa.
Samuel Efendi geliyor gelmesine ama oyunun sahnelenmesi için profesyonel oyuncular bulamıyor. Saray tiyatrosundaki amatör oyuncuları toplayıp, bir ekip oluşturuyor. Fakat dönemin şartlarından dolayı başına gelecekleri bildiklerinden ve Şeref Paşa’nın fikirlerinden haberleri olmadıkları için oyuncular, oyunun aslını değiştirtmeye çalışıyorlar Samuel Efendi’ye. Ekipçe oyunun sahnelenmesinden sonra öldürüleceklerini düşünerek oyunun provalarına başlıyorlar, tüm imkansızlıklara rağmen.
Oyunun kadro bilgisinde ve görsellerinde Güldür Güldür ekibinden üç kişi vardı. Aylin Kontente, Onur Buldu ve Uğur Bilgin. Tiyatro İstanbul’un web sitesinde Aylin Kontente ile Sibel Erdenk’in rollerini dönüşümlü olarak oynadığı yazıyordu fakat benim izlediğim temsilde bu oyunculardan hiçbiri yoktu. Sezon içerisinde de mi olmayacaklar yoksa yaz ayında olduğumuzdan diğer oyuncuların turneleri ile mi çakıştı oyun programı o konuda bir bilgim yok. Oyun ile ilgili tek keşkem bu oldu sanırım. Keşke o oyuncuları da sahnede izleme imkanım olsaydı.
Oyunda en çok müzikleri ve Samuel Efendi rolünü üstlenen Levent Üzümcü’nün performansını beğendim. Oyun afişinde Müzikli Danslı Komedi yazıyor. Böyle nitelendirmeler ile öne çıkarılan oyunlarda genel olarak hayal kırıklığı yaşadım. Fakat İstibdat Kumpanyası müzikleri ile, dansları ile, oyuncu performansları ile tekrar tekrar izlenilesi çok keyifli bir bir oyun olmuş. Zaman zaman açık havada olmanın azizliğe uğrasa da oyuncular, bunları izleyicilere yansıtmamaya çalışarak oyunu başarılı bir şekilde sahnelediler ve oyun sonunda çok büyük bir alkış aldılar.
Yazan: Uğur Saatçi
Yöneten: Barış Erdenk
Oynayanlar: Levent Üzümcü, Sabri Özmener, Sibel Erdenk, Onur Buldu, Uğur Bilgin, E. Utku Ölmez, Aydın Sezgin, İlknur Güneş, Serhat Barış, Levent Çimen