Yaklaşık okuma süresi: 2 dakika
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde izlediğim ilk oyundu. Oyun biletini oyundan birkaç hafta önce aldığım için koltuk seçimini rahatça yapıp sahneyi net görebilen bir yerden oyunu izleme şansım oldu.Oyun hakkında söyleyeceğim ilk şey dekor tasarımı hakkında. Oyun esnasında dekorda ufak tefek şeyler değişse de genel olarak ev dekoru sabit kaldı. Dekor tasarımı kırık banyo duvarlarından, yamuk mutfak dolaplarına kadar oldukça detaylı olarak düşünülerek tasarlanmış. Günay Karacaoğlu’nun da oyun içerisinde tüm bu dekoru kullanması oyunu izlemesi keyifli bir hale getirdi.
Oyunun konusu; evliliği sıradan hale gelmiş bir kadının başından geçenleri mizahi bir dille anlatması üzerineydi. Oyun tek kişilik olmasına rağmen Günay Karacaoğlu sahnede, kocasından, sevgili adaylarına, mahalle bakkalının çırağından, kapı komşularına kadar tüm karakterleri izleyiciye etkileyici bir şekilde yansıttı. Sanırım oyun çok kişilik olsa en fazla bu kadar keyif verebilirdi. Günay Karacaoğlu’nun iki perde boyunca bitmek bilmeyen enerjisi, sahnede yaptığı danslar ve yer yer izleyiciye söylediği sözler bütün salonu oldukça güldürdü. Oyun sonunda Günay Karacaoğlu’nun boyu kısa olduğu için arka sıradaki koltukları selamlarken dekorda bulunan masanın üstüne çıkması da giderayak salonda gülüşmelere sebep oldu.
Oyun esnasında yapılan ufak tefek dekor değişiklerinin üzerine okunulan Günay Karacaoğlu’nun yazdığı günlük yazıları da geçişlerde izleyicilerin sıkılmamasını sağladı. Oyun boyunca Günay Karacaoğlu sanırım 6-7 kez kostüm değiştirdi ve her kostüm değiştirdiğinde yeni bir anlatıyla izleyicinin karşısına çıktı.
Oyun boyunca Günay Karacaoğlu’nun başına gelenler, yaptığı intihar girişimleri doktoru tarafından ‘Basit Bir Ev Kazası’ olarak teşhis edilmesi de oyuna ismini vermiş.
Bir seneden fazla bir zaman sonra oyunu tekrar izledim…
Tiyatro izlemeyi hayatımdaki en keyif aldığım zamanlardan saymama ve bununla beraber tiyatro günlüğünü de açmama büyük ölçüde neden olan Basit Bir Ev Kazası oyununu ilk izlememin üstünden bir seneden fazla zaman geçtikten sonra, geçenlerde tekrar izleme fırsatı buldum. İlk izlediğim oyunlardan olduğu için sanıyorum ilkinde çok özenle izlemiş olacağım ki neredeyse bütün sahneler tek tek gözümün önüne geldi, daha oynanmadan. Oyunda Günay Karacaoğlu’nun iki perde boyunca bitmek bilmeyen bir enerjisi var. Oyunun temposu bir an bile olsun bu nedenle düşmüyor. İlk izlediğimde de çok fazla gülmüş ve keyif almıştım. Yine öyle oldu. Tekrar tekrar izlesem sıkılmayacağım bir oyun Basit Bir Ev Kazası…