Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika
Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali’nin ikinci oyunu Fü’yü dün akşam Özgür Hanım‘la beraber izledik. İkinci Kat Gösteri Sanatları’nın bir yapımı olan Fü, karakterleri birbirine pek benzemeyen iki kız kardeş ile yolları kesişen tiyatrocu olmak isteyen genç bir kızın hikayesini konu alıyor.
Oyunda Deniz Türkali ve Serra Yılmaz aynı evde beraber yaşayan iki kız kardeş Füreyya ve Münevver olarak çıktı karşımıza. Füreyya ilerlemiş yaşından dolayı başına musallat olan türlü hastalıklarla uğraştığından tüm gününü evde geçiriyor. Münevver ise icra ettiği emlakçılık mesleği ile hem Füreyya ile yaşadığı evin geçimini sağlıyor hem de farklı bir şehirde yaşayan oğluna destek oluyor. Fakat Füreyya tüm gün evde kendi ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı için sık sık bir yardımcıya ihtiyaç duyuyor.
Canan Atalay’ın canlandırdığı Sibel ise liseden yeni mezun olmuş, tiyatrocu olma sevdası ile konservatuvar sınavlarına hazırlanan bir karakter. Aziz Caner İnan da Sibel’in bu süreçteki bazen en sıkı destekçisi bazen de yolundan vazgeçirmeye çalışan erkek arkadaşı Erkan rolünde.
Bu üç kadının yollarının kesişmesi üçü için de yeni bir hayatın kapılarını aralayacak kadar olmasa da içerisinde bulundukları sıkıntıları konuşarak ve yardımlaşarak aşmak konusunda hepsine iyi geliyor. Yaşları, karakterleri, uğraşları birbirinden farklı olan bu kadınların paylaşmanın ortak dili ile yaşadıkları benim oyundan aldığım ana fikir oldu.
Oyundaki tüm oyuncuları sahnede ilk defa izledim. Jenerasyon farklarından dolayı sanırım Deniz Türkali ve Serra Yılmaz’ın sahnelerinde yaşanmışlığı, Canan Atalay ve Aziz Caner İnan’ın sahnelerinde ise gençliğin verdiği acemiliği hissettim oyun boyunca.
Oyunun sonundaki selamlama kısmında pek anlam veremediğimiz şeyler oldu. Oyun bitti, izleyiciler olarak alkışlamaya başladık. Fakat oyuncular tedirgin bir şekilde birbirlerine bakıyorlardı o esnada. Alkışlara kendileri de birkaç saniye eşlik ederek, izleyiciyi selamlamadan sahneden çıktılar. Bizim yaklaşık iki saat boyunca sahnenin dışarısı ile herhangi bir bağlantımız olmadığı için Özgür Hanım‘ın aklına yine memlekette bir şeyler olabileceği, kuliste onun haberini almış olabilecekleri geldi. Ya da yakınlarından kötü bir haber. Belki de teknik bir sorun vardı, bilemiyoruz. Ama benzer bir durumu birkaç sene önce izlediğim Düğün Şarkısı oyununda da yaşanmıştı. İleride bir tiyatrocu tanışım olursa bu konu hakkında birkaç kelam etmek isterim.
Festivalin bir sonraki oyunu bu akşam Levent Üzümcü’nün tek kişilik performansı, Anlatılan Senin Hikayendir. Sezon içerisinde de merak ettiğim oyun, festival programında beni en çok heyecanlandıran oyunlardan. Oyun gecesinden ertesi iş gününe denk geldiği için günlüğü aksayabilir belki ama en kısa zamanda yazmaya çalışacağım yine. Son olarak 18 Ağustos’a kadar sürecek olan festivalin programını burada paylaşmış olayım.
Yazan: Murat Mahmutyazıcıoğlu
Yöneten: Sami Berat Marçalı
Oynayanlar: Deniz Türkali, Serra Yılmaz, Canan Atalay, Aziz Caner İnan