İzledim: Yangın Yerinde Orkideler

Yaklaşık okuma süresi: 2 dakikaİstanbul Şehir Tiyatroları‘nın bu sezon sahnelenmeye başlayan Yangın Yerinde Orkideler oyununu yine bir Cuma akşamı haftayı kapatırken Kadıköy Haldun Taner Sahnesi‘nde izledim.

Memet Baydur‘un kaleme aldığı oyunda rıhtımın gedikli sakinleri Nuri ve Neriman daha önce buralarda hiç görmedikleri bir adamla karşılaşıyorlar. Hem dış görünüşü hem de konuşmasıyla kendilerine hiç benzemeyen bu adamın gelir düzeyi olarak da kendilerine pek yakın olmayan bir sınıfta yer aldığını fark etmeleri çok zaman almıyor. Bu yabancı adamla konuştukça onun mistik ve çoğu zaman kendileri için anlaşılmaz olan halleri adamla bir yakınlık kurmalarına neden oluyor. Nuri, Neriman ve Adam beraberce vakit geçirmeye, adamın sorunlarını çözebilmek adına kafa yormaya başladıkları sıralarda rıhtımın yeni misafirleri de peydah olmaya başlıyor. Bu misafirler yeni gelen adam kadar uyumlu olmamakla beraber rıhtım sakinlerinin keyiflerini kaçırmaya, alışılagelmiş düzenlerini bozmaya teşne bir tavır sergiliyorlar. Oyun bu iki grubun zaman zaman kendi aralarında zaman zaman da birlikte süren çatışmaları ile devam ediyor.

Uzun zamandır izlediklerim arasında beğenip beğenmeme konusunda arafta kaldığım oyunlardan birisi oldu Yangın Yerinde Orkideler. Oyunda özellikle Can Ertuğrul‘un canlandırdığı Nuri karakterinin olduğu sahneler, olaylar hakkında yaptığı kısa fakat bir o kadar da etkileyici yorumlar sahnedeki diğer izleyicilerin tepkilerinden de anlaşılacağı üzere çok fazla beğenildi. Yine oyunun müzikleri ve dansları da kişisel olarak beğendiğim noktalar oldu. Fakat oyunu bir bütün olarak ele aldığımda derdinin bana tam olarak geçmediğini hissettim. Oyundan hayatın her şeye rağmen devam ediyor olması, çıkar üstüne kurulan ilişkilerin varlığı ve sahteliği, yangın yeri olarak tasvir edebileceğimiz hayatımızda sosyal statülerimizin önemsizliği gibi çeşitli temalar çıkarabilsem de son kertede hiçbiri tam olarak içime sinmedi.

Oyunun yazarı Memet Baydur 50’li yaşlarında aramızdan ayrılmış. Kısa denilebilecek hayatına 23 tane oyun sığdırmış. Bu oyunlar hem kurum hem de özel tiyatrolar bünyesinden sahnelenmiş, çeşitli yayınevleri tarafından basılmış. Oyunun en güzel yanlarından birisi kendisi ile tanışmama aracılık etmesi oldu. Umarım kısa zamanda oyun metinleri ya da yeni sahnelemeleri vesilesiyle  yeniden yolumuz kesişir.

Günlüğü oyunun yönetmeni Hülya Karakaş‘ın oyun finali için yazdığı şarkının sözleri ile bitirmiş olayım.

Usul usul günlerden geçiyoruz canım
Gürül gürül zehirlerden içiyoruz
Hayat dediğin öğlenle ikindi arası
Mutlaka değerini biliyoruz
Sen beni seveceksin ben sana güveneceğim
Sen bana el vereceksin ben elinden tutacağım
Bir köprünün ortasında buluşacağız

OYUN KÜNYESİ
Yazan: Memet Baydur
Yöneten: Hülya Karakaş
Sahne Tasarımı: Almila Altunsoy, Cihan Aşar
Kostüm Tasarımı: Almila Altunsoy
Oyuncular: Caner Ertuğrul, Emin And, Eraslan Sağlam, Gözde İpek Köse, Ömer Barış Bakova, Zümrüt Erkin
Süre: 1 saat 30 dakika (2 perde)