Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaKadıköy Emek Tiyatrosu’nun izlediğim ilk oyunu Sevmekten Öldü Desinler. Oyunu Sercan’la birlikte Özgürlük Parkı Açık Hava Sahnesi‘nde izledim. Kadıköy Emek Tiyatrosu’yla ilk kurulduğu zamanlardan bu yana tanışığım. Ama benimki bir nevi simaen tanışıklık. Çünkü bir türlü yollarımız denk düşmüyor. İki defa sahnelerinde oyun izlemeye niyetlendim, ikisi de oyuncu rahatsızlığından dolayı iptal oldu. Katıldıkları festivalde bir oyunlarını izleyeyim dedim, aşırı izleyici katılımından davetiye bulamadım. Bir şekilde bu zamana kadar kaldı yüz yüze tanışmamız. Ne yalan söyleyeyim Grand Pera Emek Sahnesi ile yaşadıkları hukuksal sorunlar nedeniyle değiştirmek zorunda kaldıkları eski isimleri Emek Sahnesi‘ni daha çok seviyordum. Hem anlam olarak çok doluydu hem de bir yitip giden bir geçmişi anımsatıyordu. Neyse ki isimleri de değişse, baskı da görseler yılmadan oyunlarını oynamaya devam ettiler. Umarım uzun seneler sürdürürler bu mücadelelerini. Buna destek olabilmek için bireysel olarak yapabileceğim en güzel şey kalkıp oyunlarına gitmek olacak. Bu sezondan çok umutluyum.
Sevmekten Öldü Desinler, ekibin kendi deyimiyle arabesk müzikli oyun. Enteresan bir tür. Geçtiğimiz sene yine festivalde Kumbaracı50’nin Yalınayak Müzikhol oyununu izlemiştim. Daha sahneye girer girmez onu getirdi aklıma. Fakat içerik olarak çok farklı elbette. Yalınayak Müzikhol unutulmaya yüz tutmuş bir kültürün izlerini ararken, Sevmekten Öldü Desinler daha bireysel bir hikâye sunuyor izleyiciye. Hikâye tanıdık, bildik. Sibel Can olma hevesiyle bir pavyonda çalışmaya başlıyor Gönül türlü badireler atlattıktan sonra. Mahallesindeki sevdiği Mustafa‘yı ve arkadaşı Sevda‘yı ardında bırakıyor bunu yaparken. Patronu Hamdi ve iş arkadaşı Ahmet‘le birlikte mahallesinden uzakta yeni bir hayata başlıyor. Ta ki eskilere özlem duyana kadar.
Oyunda oyuncular, bir oyunun içerisinde olduklarını izleyiciden gizlemiyor, bunu bilerek birçok defa faş ediyorlar. Akan oyunun içerisinde mizahi bir dille birbirlerine müdahale ederek oyunu yönlendiriyorlar. Zaman zaman izleyicilerle diyaloglara giriyorlar. Aslında bir hikâyeyi oynamaktan ziyade sahne sahne anlatıyorlar izleyiciye. Oyunun tanıtım metninde de oyuncunun anlatıcıya dönüştüğü bir anti-melodram olarak yer verilmiş bu türün tanımına.
Oyunun yazarı Murat Mahmutyazıcıoğlu, yönetmeni ise Berfin Zenderlioğlu. Bu seneki festival bir anlamda Murat Mahmutyazıcığlu’nun festivali oldu. Festivalin açılış oyunu olan Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin‘in de yazarı kendisiydi. Bunun kendisine faydası ve zararı eşit bence. Yazılan bir oyunun açık havada, izleyici ilgisinin çok yüksek olduğu bir festivalde yüzlerce kişiye ulaştırılması çok güzel bir deneyimdir sanıyorum. Fakat izleyici açısından bakıldığında bazı kötü yanları olabilir. Yazarın kentlerin değişmesi üzerine kafa yorduğu aşikar. Sezonda da izlediğim Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin oyununda harikulade bir şekilde bu konuyu işlemiş. Fakat benzer sahneleri bu oyunda yeniden görmek açıkçası beni rahatsız etti. İlk oyunda olduğu kadar samimi bulamadım. Belki derdi başka olan bir metnin içerisinde kaybolmasından belki daha önce farklı bir oyunda işlendiğinden haberdar olmaktan bilemiyorum. Bu verdiğim çok niş bir örnek. İki farklı yazar da aynı konulara değinerek bir oyun yazabilir pekâlâ. Fakat yazarı aynı olunca daha çok göze çarpıyor bu durum.
Oyunculardan Ahmet rolünü oynayan İbrahim Halaçoğlu‘nu daha önce Cambazın Cenazesi oyununda izlemiştim. Sevda rolünü oynayan Meltem Yılmazkaya‘ya ise sinema filmlerinden ve TV programlarından aşinayım. Oyunun Gönül’ü Pınar Yıldırım, Mustafa’sı Onur Berk Arslanoğlu, Hamdi’si Hamdi Alp. Meltem Yılmazkaya, rolüyle oyunun mizahını yükselten, izleyicileri hiç beklemedikleri anda kahkahalara gark eden bir karakter olarak sürdürüyor oyunu. Oyunun adeta bir tempo kontrolcüsü olarak kendisini çok beğendim.
Sevmekten Öldü Desinler türü itibarıyla sezonda izleme önceliğim olabilecek bir oyunlardan birisi değildi. Fakat bu tür festivaller sayesinde farklı türde oyunları izleyebilme, farklı disiplin ve teknikler hakkında fikir sahibi olma, hangilerinden keyif alıp almadığımı anlayabilme şansını yakalamış oluyorum. Her karakterinin en az bir kere şarkı söylediği, bildik bir hikâyeyi eğlenceli şekilde anlatan bir oyun Sevmekten Öldü Desinler.
Yazan: Murat Mahmutyazıcıoğlu
Yöneten: Berfin Zenderlioğlu
Oynayanlar: Hamdi Alp, İbrahim Halaçoğlu, Meltem Yılmazkaya, Onur Berk Arslanoğlu, Pınar Yıldırım
Süre: 1 saat 40 dakika (tek perde)