İzledim: Kosovalı Peer Gynt

Yaklaşık okuma süresi: 2 dakikaİstanbul Devlet Tiyatrosu‘nun Kosovalı Peer Gynt oyununu Kozyatağı Kültür Merkezi‘nde izledim. Oyun, son zamanlarda özellikle müzikleriyle sık sık karşıma çıkıyordu. Ben de daha fazla dayanamayıp bir salı akşamı tuttum kültür merkezinin yolunu.

Yeton Neziray‘ın kaleme aldığı bir metin Kosovalı Peer Gynt. Saydam Yeniay rejisiyle sahneleniyor. Benim için yeni bir yazar değil Yeton Neziray. Daha önce yine İstanbul Devlet Tiyatrosu bünyesinde sahnelenen Geçtim Ama Tiyatrodan oyununu keyifle izlediğimi anımsıyorum. Savaş atmosferinde tiyatro yapmaya çalışan küçük bir grubun hikâyesiydi. Kosovalı Peer Gynt de yine savaş ve ona karşı verilen mücadelenin farklı bir örneğini konu alıyor. Peer isimli bir genç, ülkesinin içerisinde bulunduğu savaştan kaçmanın bir yolu olarak Avrupa ülkelerine sığınmacı olarak gitmenin planlarını yapıyor. Fakat sığınma taleplerine istediği yanıtları alamayınca kendine has yöntemler geliştirmeye başlıyor. Ailesini arkasında bırakırken hiç bilmediği diyarların insanlarıyla yarenlik ediyor.

Oyun, bana Haldun Taner‘in Ayışığında Çalışkur öyküsünü ve o öyküden tiyatro sahnesine uyarladığı Ayışında Şamata oyununu hatırlattı. Tıpkı Ayışığında Şamata gibi Kosovalı Peer Gynt de izlendiğinin farkında olan bir oyun. Oyun, ilk perdenin sonlarına doğru hikâyesinin dümenini bambaşka bir yöne doğru kırıyor. Bu ani değişiklik oyunculardan birinin oldukça kişisel bir isyanıyla tetikleniyor. Ayışığında Şamata’da bu değişikliğe bir izleyicinin tepkisi neden oluyordu. Bu noktadan sonra oyun daha eğlenceli bir hâle geliyor, çünkü oyuncular izleyicileri görmeye, onlarla temas etmeye başlıyor.

Oyunun müzikleri Türkü Deyiş Çınar tarafından yapılmış. Son zamanlarda dinlediğim en güzel oyun müzikleriydi sanırım. Normal şartlar altında ödenekli tiyatroların içine kapalı yapısı nedeniyle metinlerine, çevirilerine, müziklerine ulaşmak pek mümkün olmuyor. Fakat Kosovalı Peer Gynt’in müzikleri Türkü Deyiş Çınar’ın YouTube kanalında paylaşılmış. Günlüğü onları dinleyerek yazmak ayrı bir keyif oldu benim için.

Kosovalı Peer Gynt, savaş ve hayat arasında bir analoji kurmama ve bunun üstüne düşünmeme vesile oldu. Her ikisinin de bireyin tasarrufu dışında meydana geliyor oluşu, süreç içerisinde kimi kazanımlar elde etmek için yaşanan debelenme ve nihayetinde kaçınılmaz olan bir sondan olabildiğince uzak durma çabası. Tüm bunlar oyunda bir karakterin etrafında şekillenen olaylar aracılığıyla anlatılıyor. Takip etmesi keyifli bir sahne tasarımı da oyunun cabası. Yeni sezonda izlediğim iyi oyunlardan birisi Kosovalı Peer Gynt.

OYUN KÜNYESİ
Yazan: Yeton Neziray
Çeviren: Senem Cevher
Yöneten: Saydam Yeniay
Dekor Tasarımı: Behlüldane Tor
Müzik: Türkü Deyiş Çınar
Oynayanlar: Erşan Utku Ölmez, Fatma Öney, Yener Sezgin, Hakan Şahin, Emir Üstündağ, Duhan Şahin, Yusuf Can Sancaklı, Nurhayat Boz, Ozan Dağara, Nazime Birben Akbulut, Duygu Aydoğmuş, Zekayi Metin
Süre: 2 saat 15 dakika (2 perde)