İzledim: Yılın En İyi Kadın Oyuncusu

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakikaGeçen sezon sonunda, sezon içerisindeki tiyatro deneyimlerimden, en çok beğendiğim oyunlardan ve yeni tanıştığım sahnelerden bahsettiğim birkaç günlük yazmıştım. Bu sezon da devam etmek istiyorum onlara. Yeni sahnelerle tanışmak konusunda bu sezon pek verimli olamasam da iyi ki diyebileceğim birkaç tiyatro topluluğu tanıdım. Detaylarını yaz aylarında uzun uzadıya yazacağım. Bu günlükte bahsedeceğim, bu yeni tanıştığım tiyatro topluluklarından olan Seyyar Sahne‘nin bu sezon izlediğim üçüncü oyunu, Yılın En İyi Kadın Oyuncusu. Diğer izlediğim iki oyun (Yeraltından Notlar ve Çocukluğun Soğuk Geceleri) gibi Yılın En İyi Kadın Oyuncusu da tek kişilik bir performans.

yilin_en_iyi_kadin_oyuncu_tiyatro

Oyun, Lady Macbeth rolü ile ödül olmaya aday olan bir oyuncunun, ödül töreninden önce yaşadığı heyecanını ve kaygılarını konu alıyor. İpek Türktan Kaynak‘ın canlandırdığı karakter, ödül töreninden bir gün önce Macbeth oyununu oynadıkları salonda, temsilden sonra tören provaları yaparak başlıyor oyuna. Ödül için ismi açıklandığında yapacaklarından, sahnede yapacağı alternatif konuşmalara, teşekkür edeceği kişilerin listesine kadar detaylı bir çalışma yapıyor. Başlangıçta ödül töreninde kendi adının açıklanacağından, ödülü kendisinin alacağından emin olmasına rağmen sonraları diğer adayları da değerlendirmeye başlıyor. Onların kazanma ihtimallerini düşündükçe de, onların nasıl bir ödül konuşması yapacağına dair fikirler üretmeye başlıyor ve bunları sahnede canlandırıyor. Biz de böylece diğer adayları tanımaya başlıyoruz. Adaylardan birisi oldukça yaşlı, aynı ödülü daha önce onlarca kez almış, tiyatro ile özdeşleşmiş duayen bir kadın. Bir diğeri ise herhangi bir tiyatro eğitimi olmamasına rağmen güzelliğini ön plana çıkararak oyunlarda rol alan genç bir oyuncu. Bu karakterler vasıtasıyla oyuncuların hayatları ve sektörlerindeki uygulamalar hakkında da fikir sahibi olunabiliyor.

yilin_en_iyi_kadin_oyuncusu_2

Rekabetin ve kazanma isteğinin insan üstündeki etkisi oyunun başından sonuna kadar kendini gösteriyor. Akşama kendinden emin ve özgüven sahibi olarak başlayan aday, kazanamama ihtimalini aklına getirdikçe kendinden beklenmeyecek davranışlarda bulunmaya başlıyor. Yeri geliyor ödül mevzubahis olmasa görüşmeyeceği kişilerle görüşüyor. Yeri geliyor ödülü umursamayıp gündelik hayatına devam etmenin planlarını yapıyor.

Seçilme isteğinin aracı oyunda bir ödül üzerinden işlenmiş. Fakat rekabet içeren herhangi bir şey ödül ile yer değiştirdiğinde oyun etkisinden hiçbir şey kaybetmiyor. İş hayatı olarak düşünülebilir mesela. Ödül, yeni bir pozisyon, adayı bu pozisyona seçecek üstleri birer jüri olabilir. Aday içinden olmaktan memnun olmadığı allı pullu elbiseleri giyerek aslında kendi hisleri olmayan sözleri üstlerinin gözüne girip, işe seçilebilmek için söyleyebilir. Ya da görüşmeden çıkarak annesinin yaptığı börekleri afiyetle yemeye gidebilir. Yine benzer şekilde kadın erkek ilişkileri üzerinden de tartışılabilir bu konu. Bu nedenle sahneleme şekli ve dilinde didaktik bir üslup olmamasına rağmen araladığı kapılardan farklı anlamlar gözlenebilir bir oyun Yılın En İyi Kadın Oyuncusu.

Oyunun yönetmeni, Celal Mordeniz. Oyun metnini ise Celal Mordeniz ve İpek Türktan Kaynak beraber yazmışlar. Tek perde olarak sahneleniyor oyun. 80 dakikaya yakın bir sahneleme süresi var. Ben Oyun Atölyesi’nde izledim. Seyyar Sahne’nin sosyal medya hesaplarından öğrendiğim kadarı ile bu sene için sezonu kapatmışlar. Yeni seezonda Kumbaracı50, Moda Sahnesi, Sahne Pulcherie gibi sahnelerde izleyici ile buluşmaya devam edecekmiş.

OYUN KÜNYESİ
Yazan: Celal Mordeniz, İpek Türktan Kaynak
Yöneten: Celal Mordeniz
Proje Asistanı: Volkan Çıkıntoğlu